Ana içeriğe atla

FourFourTwo'da Demirspor Eki

Spor dergilerinden FourFourTwo (twitter'da @FourFourTwoTR) Şubat sayısında Adana Demirspor eki veriyor. Emek verenlere teşekkür ederim ama ek benim için bir hayalkırıklığı!

Ülkenin çok satan bir spor dergisinde, 1. ligteki bir takım için böyle bir özel sayı yapılması tabii ki sevindirici. Altligler bu tip dergilerin birincil ilgi alanı değildir ama konu Demirspor olunca öncelikler değişiyor.

Dergi, en son 2009'da Livorno maçı münasebetiyle Adana Demirspor'u geniş biçimde sayfalarına taşımıştı. Yeniden bu sefer ayrı bir ek olarak gündeme gelmek, güzel.

Ekte, kaptan Erman, Şener, Erçağ ve teknik direktör Mustafa Uğur ile 4-5 soruluk kısa söyleşiler var. Ayrıca eski başkan Mehmet Gökoğlu'na da bir tam sayfa ayrılmış. Girişte tanıtım yazısı, geçmişten bir iki foto ve taraftarla ilgili fotolar da Demirspor'a dair...

Gerisi ise ne yazık ADSİAD tanıtım bülteni olmuş!

Denizli'deki finale uçak kaldırıp adından söz ettiren, maç sonu sanki çok payları varmış gibi şampiyonluk kupasını kaldırıp şovlarını tamamlayan ADSİAD, verdikleri reklam nedeniyle, eke damga vurmuş.

Keşke dergi editörleri, bu adamlar kimdir-nedir, Demirspor'a ne yararı dokunmuştur, geçen yılki zor günlerde bu seneki zor günlerde takım için ne yapmıştır diye bir Demirsporluya sorsalardı. Ulusal bir dergide, böylesi bir ekin ne kadar maliyetli olduğunu tahmin ediyorum. Ama parasını verirseniz istediğiniz eki çıkartırız şeklinde bir imajı olmasını, sanırım FourFourTwo istemez.

Belediye başkanları ve CHP'li aday adayının reklamlarıyla, ek tam olarak seçim öncesi çıkan kötü gazetelere benzemiş.

Açıkçası ben spor dergilerini takip etmem, içerikleri bana sıkıcı geliyor. Sırf Demirspor eki veriliyor diye 3 yıl sonra bu dergiyi aldım. Takipsizlik kararımın doğru olduğunu hissettim. Görselliği etkileyici ekin, içerik olarak da doyurucu olmasını isterdim.




Yorumlar

ahmehmet dedi ki…
442 iyi dergi aslında ben takip ediyorum ama bu eki iyi olmamış çok fazla reklam var.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...