Ana içeriğe atla

Vali İle Görüşme-Detaylar

Görev gereği gittiğim Adana'da valimiz Sn. Hüseyin Avni COŞ ile görüştüğümü daha önce Yavuz aktarmıştı. Detayları da görev dönüşü ile birlikte sıcağı sıcağına aktarayım.

Vali bey ile toplamda iki görüşme gerçekleştirdim. Kendisine ilettiğim hususları belirteceğim ama Vali Bey'in bunlara yanıtına değinmeyeceğim.

Öncelikle kendimizi tanıtıp, "Sıcağıyla Acısıyla Adana Futbolu" isimli kitabımızı hediye ettik. Akabinde 30 dakikalık görüşmemiz başladı ve bu 30 dakikanın 20 dakikası Demirspor hakkında konuştuk.

Vali Bey'e Demirspor hakkındaki izlenimini sordum. Girizgah olarak Demirspor'un büyük bir kulüp olduğunu, taraftarının muhteşem olduğunu ve hak etmediği bir ligde yer aldığını söyledi.

Bunun üzerine ben "Dediklerinizde haklısınız ama yönetsel anlamda Demirspor'dan hiç memnun değiliz." dedim. Örneğin geçen günlerde belediyeden Mustafa TUNCEL yönetimine 7,1 milyon TL para aktarıldığı ve bu paranın 3,1 milyon TL'lik kısmının ikinci döneme özgü olduğunun açıklandığını, kulübümüze 3,1 milyon TL hibe şeklinde para girmesine karşın borçların bir türlü azalmamasına anlam veremediğimi, üstelik iddaa gelirleri, kombine gelirleri, Türkiye Kupası gelirleri gibi gelir kalemlerinin buna dahil olmadığını belirttim.

Kulübün mali tabloları açıkladığını ancak bu mali tabloların içinin boş olduğunu, kulübün resmi kayıtlarının bir bağımsız denetim şirketine denetlettirilmesi gerektiğini, ücretsiz olarak denetlemeye talip olmamıza karşın yönetimden cevap alamadığımızı ve bunun da şüphe uyandırdığını söyledim.

Siz iş adamı olsanız, hesabını ısrarla vermeyen bir kulübe katkı koyar mısınız, diye sordum.

Alt yapıya gereken önemin verilmediğinden yakındım.

Mali yapıya önem veren bir yönetimde yer almak için gayret sarf edeceğimi, Allah göstermesin bu kulüp kayyuma kalırsa niteliklerimi belirten bir dilekçeyi mahkeme heyetine sunarak yönetime talip olacağımı dile getirdim.

Dediğim gibi Vali beyin bu serzenişlere cevaplarını aktarmayacağım.

Tokalaşarak başladığımız görüşmeyi öpüşerek sonlandırdık. Sonraki günlerde kısa bir görüşme daha yaptık. İçeriği bende kalsın. Bu kadar detayın yeterli olduğu kanısındayım.

Yorumlar

ahmehmet dedi ki…
tebrik ederim sizi. hayırlara vesile olsun.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...