Ana içeriğe atla

Geleceğin Şampiyon Kulaçları 2. ve 3. Gün

Günlerdir yüzme federasyonunun sitesine girip duruyorum, acaba ilk gün sonuçlarını verdikleri Geleceğin Şampiyon Kulaçları organizasyonunun ikinci ve üçüncü gün sonuçlarını da yayınlarlar mı diye ama nafile. Üstelik e-posta yoluyla durumu sormama rağmen cevap da alamadım. Federasyonu tek bir hatayla yargılamak belki doğru değildir ama bu ilgisizlik kendisini uluslararası arenadaki başarısızlığımız olarak göstermiyor mu? Herkes işini layıkıyla yapsa, potansiyelimiz çok büyük. Her neyse baktım ki federasyondan ses yok, Ramazan vesilesi ile sonuçlara ulaştım. http://www.marmarisyuzme.com/ adresinde yayınlanmış sonuçlar.

Turnuvanın ikinci ve üçüncü günlerinde kardeşlerimiz toplamda dört başarılı yarış daha gerçekleştirdiler. Çağla ÖZDEN kardeşimiz 100 metre serbestte 11 yaş kategorisinde Türkiye 8.'si oldu. Önündeki rakipleriyle süre farkı az. Ancak ilk iki için çalışmalarını artırıp daha da güçlenmesi gerekiyor. Kendisinde bu potansiyelin olduğuna inanıyorum.
Çağla'nın bir diğer yarışı ise 50 metre sırtüstü idi. Çok başarılı bir yarış geçiren kardeşimiz Türkiye 2.'si oldu. Üstelik yakın zamanda zirveye de oturacağı kesin. Hem fark az, hem de Çağla Adana Demirsporlu. Umarım sırt üstü yüzmenin duayeni Behçet KURTİÇ abimizin bayan versiyonu yetişiyordur.

İlsu ALDATMAZ kardeşimiz ise 12 yaş sırtüstü yüzme yarışlarında Türkiye 7.'si oldu. İlsu'nun da rakipleri çok güçlü değil. Biraz çaba, biraz devamlılık en yüksek basamak bizimdir.
İlsu'nun son yarışı ise kurbağalama dalındaydı ve güzel bir yarış çıkaran kardeşimiz Türkiye 4.'sü oldu. Rakipleri ile süre farkı yine az ancak ilk sıra için daha fazla çalışması gerekecek kardeşimizin. O gücün kendisinde olduğunu biliyoruz.

İlsu ve  Çağla kardeşlerimizi tekrar tebrik ediyoruz. Sizlerle gurur duyuyoruz. İyi ki varsınız, iyi ki Demirspor'umuz havuzlarda var. Biz sizlerle yükseleceğiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...