Ana içeriğe atla

Futbolcu Affı

Raşit Sevindir'den bahsediyorum. Belki de çok iyi oyuncudur. Belki çok faydalıdır. Futbolcu isimleri üzerinden takım değerlendirmiyorum artık. Şampiyonluk ve hatta kalıcı istikrar futbolcudan önce yönetim başarısı veya başarısızlığıdır bence. Bu nedenle Raşit Sevindir kadro dışı kalmış affedilmiş, umurumda değil. Futbolcunun kendisini bir yana bıraktıktan sonra uygulamayı görelim.

Kendisi kırmızı kart görüyor. Federasyon 3 maç ceza veriyor. Aynı dönemde yönetimimiz de futbolcuyu kadro dışı bırakıyor. Federasyonun cezası bitiyor. Aynı anda futbolcunun da cezası kaldırılıyor. Sonuç mu? Aslında yönetim bu futbolcuyu kadro dışı bırakmış olmuyor. Kadro dışı kalan diğer futbolcunun durumunu ayrı tutmak gerek tabi.

Yönetim istikrar gerektirir. Daha birçoğumuz bu kadro dışı kararları alındığında alınan kararlardan geri adım atılacağını biliyor veya tahmin ediyordu. Ne oldu, tahminler gerçekleşti. O zaman uygulanan cezanın inandırıcılığı, caydırıcılığı azalmıyor mu? Yönetimin otoritesi sarsılmaz mı? Oynamadığı sürece maç başı ücretini alamayan futbolcuyu kısa süreli cezalandırmak onun maddi kaybını da en aza indirmez mi? Paralel şekilde cezadan alacağı dersi de azaltmaz mı?

Belki Raşit farklı bir insandır, gerçekten gereken dersi almıştır. Kadroya girmeyi artık hak ediyordur. O kısmını bilmiyorum ve bununla ilgilenmiyorum. Ama yönetimin bu davranışı yanlıştır. Kriz döneminde çıkardığı neşteri güneş yüzünü gösterir göstermez kaldırması hatalıdır.

Bunu ilk kez bu yönetim de yapmıyor. 16 yıldır aynı şeyler. Aynı hatalı uygulamalarla biz yine başarı bekliyoruz. Aslında sorun bizde.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Ceza-ödül sistemimiz içler acısı. Ne ceza alan futbolcu inanıyor ne biz tribündekiler düzenin değişeceğine... Ceza, sadece dostlar alışverişte görsün hesabı veriliyor. Birkaç yıl önce, bir maça kaptan çıkan oyuncumuz sonra kadro dışı kalmıştı ardından tekrar dönüp kaptan olmuştu. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!

Yıllardır aynı terane: Yönetimler, futbolcular üzerinde söz sahibi değil.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.