Ana içeriğe atla

Hasan Şaş Soruyor!

Milliyet Gazetesi'nin "Ünlü futbolcu siyasete giriyor" başlıklı haberinde, Hasan Şaş'ın 2014 seçimlerinde Karataş'tan belediye başkan adayı olacağını ve henüz partinin belli olmadığını açıkladığı, ardından;

"Adana Demirspor ile ilgili bana teklif gelir ve sabredilirse takımı üç yıl içerisinde Süper Lig'e çıkarırım. Buna hazırım. Ama Adana seyircisi buna hazır mı, onlara sormak lazım." dediği belirtiliyor.

Hasan Şaş'ın Demirspor'a gelmesi ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Bu devran böyle sürer gider mi, yoksa Demirspor'dan yetişme Hasan Şaş bize bir umut ışığı olabilir mi?


Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/unlu-futbolcu-siyasete-giriyor/siyaset/sondakika/11.02.2011/1351030/default.htm

Yorumlar

Ati dedi ki…
iş,aş,bu sefer hasan şaş....:)
yavuzy dedi ki…
Adana kenti ve ADana Demirspor, akıl ve mantık ölçülerinde yürümediği için, neyin ne olacağını önceden kestirmek çok zor. Şaş'ın mutlaka Adana'da güçlü bağlantıları vardır, bunlar aracılığı ile takıma olumlu şeyler kazandırabilir. Ama bu bğalantılar, ters tepip elimizde de patlayabilir.

Ben Şaş'ın, Fatih Terim gibi artık Adana ve Demirsporlulukla pek bir bağının kalmadığını düşünüyorum. Ama futbol yorumculuğundan teknik direktörlüğe geçerse, kendini ispatlamak ve kendini yetiştiren kulübe vefa borcunu ödemek için (o bize vefasını öderken, biz de ona milyonları ödeyeceğiz tabii) için Adana Demirspor'u bir başlangıç olarak kullanabilir.
ezeriko dedi ki…
3 senede 2 lig birden yükselmek elbette örneği daha önce görülmüş, ama gerçekleştirilmesi çok zor olan bir başarı. Üstelik Hasan Şaş'ın sabır talebiyle de çelişkili bir durum. Hasan Şaş, ilk senenin sonunda lig yükselemezse hem çok büyük bir baskı ve stres altına girecek, hem de geriye vaadini gerçekleştirmek için 2 sene peşpeşe lig yükselmekten başka bir çaresi olmayacak. Ki özellikle Bank Asya liginden Süper Lig'e çıkmanın ne kadar zor olduğu herkesin malumu.

Eğer Hasan Şaş gerçekten sabır istiyorsa, hedefini 5 veya 7 sene gibi koysaydı daha mantıklı olurdu diye düşünüyorum.
Serkan Akkoyun dedi ki…
Aynı röportajda ;

"Başkan olduğum ilk gün de Karataş'ı Adana'nın merkez ilçesi yapacağım. Karataş'ta 60 km sahil var. Ama iki tane caretta kaplumbağası doğuracak diye burada hiçbir şey yapılmasına izin verilmiyor. Bir beş yıldızlı otel yapılsa en az 500 kişi işe girer."

demiş.

Aşırı liberal bir hava seziliyor.Oysa Hasan kimi kesimler tarafından solcu diye tabir edilir.Kafası karışık olmalı.Bence henüz biz buna hazır değiliz.
kebabman dedi ki…
ADS'nin hocaligini Hasan Sas'in gelip antremanda 2 kez ziyaret ettigi,destekleyici aciklamalarda bulundugu bir arkadasi yaparken teknik direktorluk icin sinyal yakmis oldugunu sanmiyorum...Haberde teknik direktorlukten de bahsedilmiyor.
2008'de M.Tuncel'in ADS'yi devir almasi icin Hasan Sas'a bile teklif goturdum aciklamasini hatirlarmisiniz?
Hikayenin devamini forumda yazdim.
coulibaly dedi ki…
Bir taraftan belediye başkanlığı için ciddi planlarım var diyor(karataş'ta ki otel projeside ciddi eleştirilebilir bence), diğer taraftan Demirspor'u 3 senede süper lige çıkarırım gibi çok iddialı bir söz söylemiş. Bunu gerçekleştirmesi içinde ciddi planlarının,projelerinin olması lazım. Normalde birbirinden alakasız iki konu, yada alakalı! Çok samimi bulmadım açıklamalarını.
Yergökmavi dedi ki…
Hasan Şaş'ın açıklaması karman çorman.Hem belediye başkanlığına soyunuyor hemde teknik direktörlüğe.Yada teknik direktörlük diye algılıyorum ama başkanlık mı düşünüyor?

Yine paranoyam tuttu.Hem siyasete atılıyor hemde Adanademirsporu 3 yılda süperlige taşırım diyor.
Çok alakasız görünsede,Adanademispor taraftarını kullanarak siyaset mi yapıyor diyede kendimi alamıyorum..
vertumnus dedi ki…
Ben olumlu bakıyorum. Gelsin isterim.
aLisqo dedi ki…
Böyle lafları dolandırmaya gerek yok. Açıkça desene oy istiyorum. Ama bunu DemirSpor üzerinden yapmaya kalkışma. Yeterince yapıldı zaten.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...