Ana içeriğe atla

Pursaklar Deplasmanı #3

Ankara'dan gidilebilecek en yakın deplasmanı yaptık, stada yürüyerek ulaştık marşlarla, bestelerle... Meteorolijinin sağanak yağışlı olarak verdiği hava durumu gerçeğe dönüşmedi. Tam da Cebeci Stadı'na yakışır şekilde Ankara'nın gri seması altında pankartlarla fotoğraflar çektirildikten sonra girdik stada.

Maçın ilk yarısında kayda değer bir oyun yoktu sahada, net pozisyonlar olduğu da söylenemez. İkinci yarıda Pursaklarspor'u kendi sahalarına hapsettik. Nefes aldırmadık desek yeridir. Ama Demirspor bize 'mutlak gol pozisyonları nasıl harcanır'ı gösterdi bugün. Herşey iyi, güzel, son vuruş yok! Yapacak birşey de yoktu böyle olunca, bir kaza golü yememek için dua etmekten başka!

Sonuç olarak, ortaya çıkan tablo futbolcularımızın biraz daha gayretli ve istekli olmaları gerektiğini bir kez daha gösterdi. Ligin üst sıralarından kopmamak, Konya T. Şekerspor ve Elazığspor ile olan puan farkını azaltmak için bu tür maçları bir şekilde kazanmamız gerekiyor, zira Pursaklarspor gibi takımlara kaybedilen puanları ilerleyen zamanlarda arar hale gelebiliriz.

Biraz daha gayret...

Yorumlar

Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Belki henüz çok erken gibi görünüyor ama üstten kopmamak adına kazanmamız gereken bir maçtı. İşi çok zora soktuk. Pursaklar ilk yarıda iki net posizyonu değerlendiremedi, biz ise daha fazla pozisyonu harcadık. Gol atamadıktan sonra ligin son sırasındaki takımdan farkımız kalmıyor...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.