Ana içeriğe atla

Bir Stadyumda Görülebilecek En Güzel Şeyler...

Üşüyorum...
Üşüdüğüm zaman en çok ayak parmaklarım acıyor benim...
Ayak parmaklarım tam şimdi çok acıyor...

İnce giyinmedim oysa ki...Evden çıkarken neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Neyle karşılaşacağımı bilmediğim günlerde sıkı giyinmek gibi bir alışkanlığa sahibim. En azından Söğütözü'ne Ankara'nın kar sonrası soğuğunda yürümek durumunda kalacağımı biliyordum. Sonrası meçhul...Konser iptal olabilir, tekrar aynı yol yürünebilir, "olay" çıkabilir, gözaltı olabilir...

Maltepe'de buluşuyoruz. 2 kişiyiz. Büfeden bozma küçük bir börekçide ıspanaklı börek yiyor..Ben büyük bardakta çay içiyorum. Ortak arkadaşlar aracılığıyla tanışıp, eylemlerde rastlaşıp, arkadaş olmuş 2 kişiyiz. Grup Yorum konserine gidiyoruz. Börekçiden sonrası yürüyüş. Maltepe'den Söğütözü'ne...Çok soğuk...

O zamanlar Yükseliş Koleji'nin şimdilerde TOBB'un üniversitesinin olduğu binaya geliyoruz. Saat erken henüz, binanın önünde beklediğimizin çok altında cılız bir kalabalık var. Onlarla birlikte beklemeye başlıyoruz. Etraftaki üniformalı polis sayısı bizden fazla, sivilleri de kabaca tahmin etmeye çalışınca gerçekten az olduğumuzu düşünüyorum. Bir duvar dibine çöküp sigaralarımızı yakıyoruz. Bekleyeceğiz...

Hemen her Grup Yorum konseri, konser daha başlamadan bitme riski taşıyor. Son anda grup elemanları gözaltına alınabiliyor; valilik, izin verilmediği gerekçesiyle güvenlik güçlerinin müdahalesinin meşru olduğunu açıklayabiliyor...Meşru müdahaleler nedense insanın canını daha fazla acıtıyor. Bekliyoruz...

Seyyar bir çaycıdan plastik bardaklarda çay alıyoruz...Bir sigara daha, birçok sigara daha...Konser saati yaklaştıkça kalabalık artıyor. Polislerin sayısını geçiyoruz neredeyse! Kapının önünde ilk türküler söylenmeye başlıyor..."Omuzdan tutun beni, halaya katın beni"

Yüzüme bir gülümseme yayılıyor, bir çay daha alıyorum...İçim ısınmaya başlıyor gittikçe. Görevli olduğu her halinden belli olan bir adam konserin kesin olacak gerçekleşeceğini, herhangi bir sorun olmadığını anons ediyor...Gülümsemem artıyor...İlan edilen konser başlangıç saatini biraz geçerken artık iyice tıklım tıklım olmuş kapının önü...Yavaş yavaş içeri almaya başlıyorlar. Bin defa arayıp her yanımızı, bin defa karıştırıp çantalarımızı...

Kalabalığın içinde, bir insan seli halinde, ilk sloganlarla birlikte salona adımımı atıyorum. "Türküler susmaz, halaylar sürer" yazılı koca pankartı görüyorum ilk, sahnenin hemen arkasında. Tam bu sırada "Yaşasın devrim ve sosyalizm" diyor etrafımda aynı benim gibi yüzlerinde güzel bir gülümseme olan insanlar...

"Tamam" diyorum..."Şimdi evimdeyim...Ait olduğum yerde..."
Ayak uçlarım ısınıyor...
Yüzümde gülümseme...

Dün gece, muhtemelen benim yaşadıklarıma benzer hislerle, belki çok daha fazlasıyla 55.000 kişi adım attılar İnönü Stadyumu'na. Grup Yorum'un 25.Yıl Konseri'ne, bir koca tarihe tanıklık etmek için...Bir stadyumda görülebilecek en güzel şeylerden birini görmek, yaşamak için...Ben orada değildim ne yazık ama "ben" oradaydım, ne güzel...

Nice 25 yıllara Grup Yorum! Bugüne dek yaşattığın ve bundan sonra yaşatacağın her şey için teşekkürler...İyi ki vardınız, varsınız ve var olacaksınız...

Nice 25 yıllara!

Yorumlar

iris dedi ki…
Yıllardır bu günü beklemişiz de dün farkına vardık. Dün akşam İnönü stadında anladık ki bu ülkede faşizm ne kadar uğraşırsa uğraşssın, sola ve devrimcilere yönelik baskılar ne kadar artarsa artsın bu halkın geleneğinde direnmek var, isyan var, devrim özlemi var, devrime ve devrimcilere olan yıkılmaz bir inanç var. Bu halkın Grup Yorum aracılığıyla ses bulan şarkıları var, umutları var, göğe yükselen sıkılmış yumrukları var ve baskıya, zulme, tecrite baş eğmeyen bir geleneği var. Dün stadyumda bizlerle birlikte halaylar çeken, şarkılara eşlik eden 55000 insanımıza ve kalpleriyle yanımızda olan özgür tutsaklarımıza selam olsun.
Adsız dedi ki…
darısı bizim açılışımıza :)
Fırat Ateş dedi ki…
Türküler susmaz, halaylar sürer!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.