Ana içeriğe atla

Söz ve Eylem

Belki de tüm insanlığın isteği. Ya da biz uzaylıların insanlıktan beklentisi: Söz ile eylemi birleştirmek. Olması gereken. Teori ile pratiği kesiştirmek. Söz söyleyenle işi yapanı bir araya getirmek. Söylediği kadar iş yapabilmek; en azından söylediklerini yapabilmek ya da eylediği kadar konuşabilmek; ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz dedikleri, özü sözü bir olmak yani... Bu dengeyi bir türlü tutturabilmek; helal olsun tutturabilene!

Tribün "söz"se; yeşil saha "eylem"dir. Tribündekiler konuşur, sahadakiler yapar. Tribün seslenir; saha eyler. Tribün kelimedir; saha kas. Tribün çatlayan ses telidir; saha, yanan laktik asit. Tribün, vicdandır; saha, akıl.

Bu ikisi birleşse, ne güzel olur! O takım ne güzel takımdır; o camia ne güzel camia...

Şöyle bir baktığımızda, Demirspor'da sözün eylemden üstün olduğunu görüyoruz hep. Eylem bir türlü bir memnun etmediğinden olsa gerek, sesler arttıkça artıyor çevremizde yıllardır. Bu eylemsizliği, bu ataleti bastırmak istercesine söylüyoruz, konuşuyoruz, bağırıyoruz... Sesimizle boğmak istiyoruz başarısızlığı. Ama karşı taraf da susmuyor: Yönetici de konuşuyor; futbolcu da konuşuyor. Herkes birşeyler söylüyor. İş yapan gittikçe azalıyor.

Şimdi, belki de uzun süredir ilk kez, söz ile eylem bu kadar yaklaştı birbirine... Söz bilip iş bilmez/işini bilen futbolcular, söz bilip iş bilmez/işine geleni bilen yöneticiler; can sıkıntısından birbirini dinlemez olmuş taraftarlar... Bu yıl sanki el birliğiyle, ama çekinerek, geçmiş yılların tedirginliğiyle, parçapinçik olmuş yüreğiyle biraraya gelmeye çalışıyorlar.

Bu mayıs, herkesin söylediğini, en iyi şekilde uyguladığı bir mayıs olsun. Camianın her kesimi, taraftarı, futbolcusu ve yöneticisi; sözü ile eylemi birleştirsin. Herkes konuştuğu kadar çalışsın-iş yapsın-sonuç alsın; aldığı sonuç kadar-yaptığı iş kadar-çalıştığı kadar konuşsun, söz söylesin. Bu kez dengeyi tutturalım! Ha gayret, oluyor gibi...

Yorumlar

Kutal dedi ki…
keşke bu topraklarda söz eyleme her zaman dönüşse, küçük parçalarında olsa bile bir umut yeşertir.
serdanka dedi ki…
Mayıs ayları bizim için hep kahır ayları olması ile meşhurdur, diğer aylarda nasıl içimde ümit varsa mayıslarda hep sıkıntı vardır içimde, mayıs sıkıntısı kıvamının ötesinde bir sıkıntı kaplar her daim içimi... Ancak bu sene öyle değil bu sene çok rahatım hadi hayırlısı ;)
türkayADS dedi ki…
Çok mu şey istiyoruz..Hayır...verin bize bu hediyeyi ya..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.