Ana içeriğe atla

Projeler (Reloaded)

Yönetimimiz Tarsus maçı öncesinde sesimizi duydu. Takıma ve camiaya umut vermek, mutlu etmeye çalışmak da önemli bir yönetim becerisidir. Bizler yönetimden bu yönde de atılgan olmalarını bekledik hep. Küçük de bir mesaj sıkıştırayım; alıngan olmayınız, atılgan olunuz (adem olmayanından)...

Plaka projemiz var. 01 ADS 01-01 ADS 99 arası tüm plakalar kulübümüz adına tescillendi. Yani 99 kişi plakasında ADS harflerini taşıma şerefine erişecek. Öte yandan 01 ADS 33 no.lu plaka için kim kaç para öder, elde kalır mı, bilemiyorum. 01 ADS 01, 01 ADS 40, 01 ADS 99 no.lu plakaların açık artırma ile satılmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Ayrıca babanızın oğlu gelse plakada ayrımcılık yapılmamasını bekliyorum. Örneğin Aytaç Bey mi geldi, hay hay, verir efendim bir 10 bin TL ya da otopark, alır plakayı, ki gelmez kendisi, taviz vermeyiniz. Beklentimiz budur. Umarım güzel gelir elde ederiz.

Bir de forma reklamımız var. Hala göğsümüzü gerdiğimizde orada mavilacivert bir boşluk göreceğiz ama sırtımızın yere gelmemesi için formamızın sırt bölümünde http://www.nesine.com/ adlı internet sitesinin maddi desteği şekil bulacak. 15.000 TL de olsa bugüne kadar hiç olmadığına göre sevinmek lazım. Ayrıca utanması gerekenlerin utanmadığını, aymazlık içinde olduklarını da hissediyorum.

Formamıza ilk reklamımızı aldık ama bu reklamın yanına bir güzellik katsak şık durmaz mı? Düşünsenize kolumuzda LÖSEV reklamı. Bu hastalığa karşı direnenlerin mücadelesine, sesine ücretsiz ses olsak fena mı olur? Biz gelir açısından yoksun olabiliriz, ancak sosyal bir kulübüz. Yönetimden gereğini yapmasını bekliyorum. LÖSEV bir öneridir, seçim yönetimindir, takdir de...

Artık gelirlerden elde edilen tutarların takıma aktarılacağı yönünde açıklama yapılarak ve bu tür açıklamalar sıklaştırılarak, futbolcularımıza moral aşılanmasının, güven kazandırılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Yönetim "İlk olarak futbolcularımızın kafalarını rahatlatıyoruz." demiş. İşte bunu bekliyoruz. Bu yöndeki açıklamalar, bize güç, huzur ve moral verecektir, aynen devam, teşekkürler.

Yorumlar

Metin dedi ki…
Plaka olayı süper, hele bi de açık artırma olayı satılırsa mükemmel kaynak getirir kulübe. Yalnız haberlerde bu yıl içerisinde Türkiye'de plaka sistem ve standardizasyonlarının değişeceğine yönelik haberler var. Elimize nereye atsak kuruyor, bu plaka olayı da suya düşmesin...
mert dedi ki…
Onur abi bu fikir çok güzel en kısa zaman da bunu yönetime önereceğinizi düşünüyorum yönetim bunu uygularsa çok anlamlı ve güzel olur inşallah uygular
Adsız dedi ki…
Ücretsiz olarak kollara sosyal yardım kuruluşlarının reklamı alınmasını düşünüyordum onur bey de söylemiş. Fakat şurda şöyle bir ayrım yapılmalı bence. lösev-mehmetçik vakfı gibi bazı kurumların son zamanlarda bağış konusundaki yolsuzlukları mahkemeye düştü.Bu yüzden sicili temiz bir kuruluşun reklamı olursa daha iyi olur bence. Ve bence bize düşen çok yardım alan ve göz önünde olan vakıflar yerine mesela sokak çocukları derneği gibi yerleri ön plana alırsak daha iyi olur.Zaten geçtiğimiz senelerde ziyaretlerine gidilmişti.Hemde sokak çocuklarına tribünden sahip çıkmak misafir etmek gurur vericidir,şehrin asi çocuklarıylada bağdaşır. vakıf sayısı arttırılıp dönüşümlüde reklamı kulanılabilir.Gerçi sadece reklamını almak buralara maddi destek sağlamaz ama bu konuda da öncülük yapılabilir.
Adsız dedi ki…
formada lösev reklamı tabiki iyi olur ancak benimde size bir önerim olacak hani geçen ay haitide deprem olmuştu 250 bin insan ölmüştü yüzbinlerce haitili çocukta yetim kalmıştı işte bu depremzedeler yararına bir maç oynayabiliriz bu maçada bizim gibi mavi-lacivert renklere sahip kardeş takım djurgarden fc takımını davet edebiliriz yine haitili depremzede çocuklara binlerce ads forması gönderebiliriz unutmayın bir takımın büyüklüğü sadece kazandığı sportif başarılarla ölçülmez.büyüklük darda kalana yardım elini uzatmakla olur

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...