Ana içeriğe atla

Sevindik Bitti, Hayat Devam Ediyor...

Takımımızda önemli revizyonlar yapıldı. Yıllardır söylemekten dilimizde tüy bitmişti, gençleri profesyonel takımımıza kazandırma projesini. Ama bunu uygulamak için kriz dolu bir kongre gerekti maalesef. Maddi açıdan sıkıntı gerekti. Yükselme grubuna kalamamak gerekti. Gönül isterdi ki; isteklerimiz normal şartlar altında gerçekleştirilsin, ama Adana'da normal dönemlerde normal şartlar oluşmaz, bir kriz lazımdı. O kriz geldi. Köklü değişiklikleri kriz dönemlerinde yapmaya kalkarsanız olağanüstü büyük riskler alırsınız. En ufak bir başarısızlık, en ufak bir ilave yıpranma dahi sonunuzu getirebilir. İşte böyle bir dönemde gençlerimizle desteklenmiş takımımız bence en zor olan şeylerden birini yaptı. Başladı. İyi başlamasak belki başlayamayacaktık. Farklı düşüncelere sahip olanlar düşüncelerini dillendirmek için takvimde ileri bir tarihi işaretlediler, takımımız ise birlikte çalışabilmek adına bir 15 gün kazandı.

Çok gerildik Kahramanmaraşspor maçında, hayalimizdeki Demirspor'un gerçeğe dönüşmesi için sadece bir adımdı belki de sahada olan ama bizim için önemliydi. Dedik ya sahaya ayak basanların ayağı da kırılabilirdi. Kırılmadı, kazandık, ömür uzattık.

Şimdi önümüze bakmanın zamanı. Kahramanmaraşspor maçı ile ilgili hayatımızda sadece bize kattığı güç ve moral kalmalı. Asıl önemli adımı ise yönetim atmalı. Artık yönetim her türlü kavgadan, stresten arınmalı ve tüm çabalarını bu takıma aktarmak üzere görevde oldukları hususunda takımı inandırmalı. Bunun için en önemli şart maddi sıkıntılar ile uzun süre boğuşan futbolculara yapılan kısmi ödeme ile yetinilmemesi. Hemen yarın futbolculara para verilmeli demiyorum ama futbolcuları daha da rahatlatma adına çalışıldığı ve çalışılacağı ispatlanmalı. Gelir getirici projeler ortaya atılmalı ve buradan elde edilecek gelirin futbolculara aktarılacağı, kulübün birçok ihtiyacının bu nedenle öteleneceği deklare edilmeli.

Aslında yapılması gereken çok şey var ama en önemli sıkıntı, en yakındaki sıkıntıdır. Bu nedenle kısa dönemde takımın iyi bir hava yakalamasının sağlanmasından daha önemli bir şey olmadığını düşünüyorum. Umarım gereken adımlar doğru zamanlarda atılır da 15 gün sonra mutlu olduğumuz yeni bir haftaya gireriz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...