Ana içeriğe atla

OFFFsayt...

Ne zaman gol diye arkamı dönsem elinde ofsayt bayrağıyla bekler hayat...
Ne zaman umut etsek, hayal kırıklığı...

Hep kısa çöpü ben mi çekeceğim
Hep bana mı denk düşecek çarkıfeleğin iflası
Hep ben bileceğim başkaları mı kapacak beşyüz milyarı
Hep ben sevip eller mi alacak aslıyı leylayı
Batsın bu dünya, sende mi leyla, itirazım var yalana dolana
Ve ben böyle dolana dolana
Ellerim cebimde dudağımda ıslığım, başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Orhan veli tadında basıp voleyi yürüyeceğim hayatın sonuna kadar
Hiç tasalanmayın abiler
Paramız yoksa da haysiyetimiz var...

Hayat dediğiniz abiler, Demirspor'u sevebildiğimiz kadar!

Yorumlar

aLiSqo dedi ki…
Ey Sevdiğim Sana Şikayetim Var. Ne Sevdiğin Belli Ne Sevmediğin...
Adsız dedi ki…
Bu takımda var bir kısmetsizlik,yanlışlık var,hep umutlarda var oldu bu takım...
Hep diyoruz ya bu taraftara yazık diye..Gerçekten çok yazık..Yılların emekleri,çabaları,umutları hep uçtu,uçuyor..Belki "bugün" demekten yorulduk..Yıllardır hep umut tazeledik..Kaybetmediğimiz tek gerçekte umudumuz oldu..Sanki asırlar oldu süper lig görmeyeli,aslında başarıyı görmeyeli..Başarısız oldukça umudumuzu hep bir sonraki yıla attık..Seneyede atarmıyız bilmem ama artık bu taraftar çok yorgun..En azından ben çok yoruldum..Pazar gününün ve pazartesi gününün artık nerdeyse tek mutluluğu haline gelen takımın galip gelme umudu…Maçtan sonra kahrolmak..Pazartesi ne gazete nede sanalda takımla ilgili yorumlara bile bakmak artık içimden gelmiyor…Beklide ADS nin kaderi bu..
Biz hep isyan ettik,Futbolcuya,Yönetimlere,Aytaça, odalara,valiye…Yok olmuyo işte..
İnsan hayatta en son umudunu kaybedermiş..Galiba bunu kaybediyorum..
“Adanaspor maçının hesabı sorulacak” dendi,”Sonra bu şehri birilerinin başına geçiririz” dendi..Aslında söylenen o kadar çok şey varki..Kimsede kimseye bir şey yapamaz..Bunlar ne yazıkki fakir edebiyatından öte gitmedi ve gitmeyecek..Aykırı olmaya çalıştık,Endüstriyel futbola karşıyız dedik..Ama biz önce normal bile olamadık ki aykırı olabilelim..
Biz sadece şu andaki adı 2.lig,önceki adı 3.lig olan köhne bir yerde,sanki şehrin gecekondu mahallesi gibi bir yerinde birbirimize “biz bir zamanlar şehirde oturuyorduk” edebiyatı yapıyoruz..
Olmuyor işte kardeşim olmuyor..Mutsuzluğu mutluluğundan çok bu takımın..Ne yapsak olmuyor..Artık gözyaşı bile dökemez hale geldik..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...