Ana içeriğe atla

Demirspor'un Geleceği...

Vertumnus kardeşimiz ne kadar da güzel söylemiş. Artık Adana'da bir ilköğretim okulunda kardeşlerimiz var. Bugün o sıralarda okuyan kardeşlerimiz belki yarın Adana'mızın ve de Demirspor'umuzun önemli yerlere gelmesine katkı koyacaklar. Bu şehri ataletten onlar kurtaracak. Anlatılamayacak bir huzur var içimizde...

Öte yandan Demirsporluluk tribünde öğrenilir. Tribünde o havayı soluyacak kardeşlerimize de ihtiyacımız var. Bugün soluyacakları ve ciğerlerine hapsedecekleri o hava ile yarın yönetecekler bizleri. Dememiz odur ki; elimizde 20 adet kombine var. Bunların yaklaşık 15 tanesi kulübe destek olmak için, herhangi birine özgü olmaksızın alındı. İstiyoruz ki; genç kardeşlerimizle izleyelim maçlarımızı. İstiyoruz ki; kombinemiz bir soluk olsun onlara, Demirsporluluğu soluyalım beraber.

Bunun için tek bir isteğimiz var, futbolcularımız futbol oynasın ve tribünde tepki oluşmasına artık imkan vermesin.

Sahamızda oynayacağımız ilk maç 22 Kasım'da Adıyamanspor ile. Futbolcularımız iyi sonuçlar alırlarsa o maçta kardeşlerimizi ağırlamak isteriz. Bizimle yorum bırakarak veya demirgibiyiz@gmail.com adresine mail atarak iletişime geçebilirsiniz.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
sizin bu yaptıgınız şimşekler grubunada örnek olur umarım.
togepy dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
togepy dedi ki…
sevgili adsız,
yapılan bir organizasyonu tebrik etmek yerine şimşekler grubunu karalıyorsun.
Varsa bir sorunun, onlara ileteceğin bir şey adres belli, telefonları belli, dernek belli. Gidip iletebilirsin.Bunun yeri burası degil.

Kaldı ki sosyal sorumluluklar dogrultusunda şimşekler grubu tarafından lösev için yapılanlar, yaptırılan tişörtler,23 nisan icin etkinlik, kan bağışları; mavilacivert.com'un ı fekeli öğrenciler için kitap kampanyası...

her demirsporlu bunun bilincinde.Elinden geleni de yapıyor zaten.Ayrım yapmaya gerek yok.Hepimiz biriz.Art niyete de gerek yok reklama da gerek yok.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...