Ana içeriğe atla

Lokomotif'ten Haberler...


Uzunca bir zamandır kendi takımımızın sorunlarıyla boğuşmaktan, Ankara'daki 'biricik' takımımız Ankara Demirspor'u (bundan sonra Lokomotif olarak anılacaktır) ihmal etmiş bulunuyoruz.

TFF 3. Ligi 3. Grupta mücadele eden ve ilk 8 haftayı geride bırakan takımımıza şöyle bir göz gezdirelim;

Geçtiğimiz 2008-2009 sezonunda başarılı bir grafik çizen Lokomotif, içinde bulunduğumuz sezonun ilk haftalarına 'seri mağlubiyetlerle' başladı. Sezonun ilk karşılaşmasında kendi sahasında Keçiörengücüyle berabere kalan Lokomotif, sonraki üç karşılaşmadan mağlubiyetle ayrıldı, ilk galibiyetini Kırıkkale'yi 1-0 geçerek alan Lokomotif, sonraki hafta deplasmanda Maltepe ile berabere kaldı. Bu karşılaşmanın ardından rakip bu kez Gölcükspor'du, maçı sürklase eden Lokomotif sahadan 4-1'lik galibiyetle ayrılarak moral buldu, Geçtiğimiz hafta grubun iddialı ekiplerinden Düzcespor'la karşılaşan Lokomotif rakibi adeta elinden kaçırdı ve sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı. Kaçan goller, direkten dönen toplar vs.

Hafta hafta bakıldığında görünen o ki, -her ne kadar tam bir denge sağlamamışta olsa- takım toparlanma evresine girmiş gibi bir izlenim veriyor. 17 Ekim Cumartesi günü Cebeci İnönü Stadyumunda grubun yine iddialı takımlarından Darıca Gençlerbirliği ile karşılaşacak olan Lokomotif, bu karşılaşmadan galibiyetle ayrılması durumunda yukarı olan çıkışını sürdürmüş olacak.

O halde bize de son söz yerine, "Lokomotif Yukarı, Daha Daha Yukarı!!!" demek düşüyor...

Yorumlar

lepermessiah dedi ki…
Lokomotifin bulunduğu grubu İstanbul'da doğup büyüdüğüm semtimin maçlarından ötürü takip ediyorum.Kendisi de grupta ikinciye 8puan fark açıp birinci sırada bulunuyor.
Ankarademirspor'un halini malesef ki pek iç açıcı göremiyorum dediğin gibi son maç diğerlerine nazaran epey bir düzelme vardı sanırım aynı çıkışı galibiyetler ile devam ettirirse bir şeyler olabilir.Grupta Anadolu Üsküdar biraz fark açtı gibi onun dışında bütün takımlar ortada yer alıyor,ne olacağı belli olmaz.Semtimi de birinciliğinden ötürü tebrik ediyorum.Yükselmeye adım adım...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...