Ana içeriğe atla

Renkli Rüyalar Oteli


Yarın Adana Demirspor sahaya iniyor, taraftarının karşısına çıkıyor. Uzun bir yolun başlangıcı sayılır bu kavuşma. Sonunun şampiyonluk olduğu umulan; umuda, hayallere yapılan bir yolculuğun başındayız.

"Bu yol çok ıssızdı, çok yalnızdı..."


Teoman bu yolculuğumuza eşlik etsin. Bu yolda yorulduğumuzda, sığınabileceğimiz bir duraktan bahsetsin bizlere. Umudumuz azaldığında, karamsarlığa düştüğümüz anlarda uğrayacağımız yeri anlatsın bize. Nereye mi uğrayacağız?

Renkli Rüyalar Oteli'ne.

Arabayı sen kullan demiştim
İçkiliyim.
'Boşver yutalım şeritleri bas gaza' dedin
Bu otel güzel, adını sevdim,
Orda öyle yerlerime dokun, dokunmadığı kimsenin

Sarhoş olsak ya,
Kimiz unutsak ya,
Bulut olup iç içe
Bardaktan boşalsak ya
Sarhoş olsak ya
Tek vücut olsak ya
Yüksek doz aşk alıp
Burda mutlu ölsek ya

Yıllar önceydi, çok da güzeldi
Şimdi düşününce
Benimsin demiştim
Ben de senin
Renkli rüyalar otelinde

Kapıları çalmıştım
Cevapsız savrulmaya
Hiç atmayan kalpleriyle insanlara
Ama sen farklısın dedim,
Dedin ki sense
'Dikkat et sadığımdır sadece kendime'

Sarhoş olsak ya
Kimiz unutsak ya
Bulut olup iç içe
Bardaktan boşalsak ya
Sarhoş olsak ya
Tek vücut olsak ya
Yüksek doz aşk alıp
Burda mutlu ölsek ya

Yıllar önceydi çok da güzeldi
Şimdi düşününce
Benimsin demiştim
Ben de senin
Renkli rüyalar otelinde.



Yorumlar

Metin dedi ki…
İnanmayacaksınız ama açılış konseri için herkes farkı isimler önerirken nedense benim aklımdan hep Teoman geçiyordu :D
Mavi Kuş ile Küçük Kız ile açılışı yapıp, Mavi'yle bitirirdi...
Mavi'nin sözleri de tezahürata çok uygun aslında, üzerinde çalışılabilir :o
Mutluyum diyorum kendime sağım solum önüm arkam
"Her yer mavi mavi bu güzel eylül akşamüstü,
Her yer masmavi akdeniz meltemi altında... "
DexteR dedi ki…
arkadaşlar Livorno 4 eylülde hemde taraftarıyla geliyormuş doğru mu? oturdum kanal A izliorum. hadi başlasın şu haberler artık
uFuq | Vazgecilmez dedi ki…
Ankara Tayfa, Livorno maçı kesinleşti 4 yada 5'inde maç kesinleşti. Belkide yayınlamak istersiniz diğe düşündüm bugünün en güzel haberini sizlerle paylaşayım dedim.

Selametle.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...