Ana içeriğe atla

14 yıllık sessizlik...14 yıllık acı...

Ortaokuldaydım o zamanlar ve müthiş bir moda halinde çevremdeki hemen herkes "yabancı müzik" dinler olmuştu. "Walkman" diye bir şey vardı, Almanya'dan dayıların ve yengelerin getirdiği...bende olmayan. İki gram İngilizceyle şarkı sözlerini çözmeye çalışan bir grup yeni yetme çocuk...Boş derslerde şanslıysan eğer, yanındaki oğlan walkmanin kulaklıklarından birini verirdi. Bir boş derste duymuştum ilk defa o şarkıyı..."Guns N'Roses bu" demişti oğlan, o zamanlar Terminatör vardı ya hani, hah onun müziklerini yapan grup bu demişti.

Dinledik şarkıyı, elde bir İngilizce - Türkçe cep sözlüğü, nakarat kısmını Türkçe'ye çeviriyoruz elden geldiğince.

Adam : "Fourteen years" diyor
Sözlükte bu 14 seneye tekabül ediyor
İnce sesli adam "Fourteen years of silence" diye tamamlıyor cümlesini
Ve sözlük "14 yıllık sessizlik"e işaret ediyor
Bir daha bağırıyor adam "Fourteen years of pain" diye
Bu defa "14 yıllık acı" çıkıyor cep lugatının sayfalarından...
"Fourteen years that are gone forever and I never have again"
"14 yıl sonsuza dek yok oldu...Bir daha geri gelmeyecek"

Aşktan bahsediyor şarkı, ve elbette acıdan. Benim daha yaşım zaten anca 14, o zaman kavrayamıyorum hangi acının, hangi sessizliğin 14 sene sürebileceğini. Acıyla geçen 14 yıldan sonra insanın nasıl olup da aşktan bahsedebileceğini. Öylece dinliyorum, acıların 14 sene süreceğine inanmaz gözlerle...

Yıllar geçiyor...Arada bir bu şarkı çıkıyor karşıma, bazense hiiiç dinlemediğim oluyor uzun zaman.

Bugün yine karşılaştık işte...Sabah bir radyoda...Tok sesli bir DJ, "Guns N'Roses"dan geliyor dedi..."14 years"

Bugün...Nemli sıcak bir Ankara sabahında...O ince sesli adamın ne söylediğini ilk defa hissettim belki de...

21 Mayıs 1995 Adana Demirspor, Süper Lig'deki son maçında...
21 Mayıs 2009 14 yıllık sessizlik, 14 yıllık acı,
Sonsuza dek yok olup, bir daha geri gelmeyecek 14 sene...

Acının 14.yılı hepimize kutlu olsun!!!

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
14 yıllar değil 114 yıllar sana feda olsun ama ÇIKARTIN ARTIK ŞU TAKIMI...
kebabman dedi ki…
Aytaç emmim,bir tanem ,nur tanem , kar tanem istemiyor.Bizim ızdıraplar Aytaç emmime yol,su,elektrik olarak geri dönüyor...Emmim habire kurtarıyor!!! 1984 de belediye başkanlıgına ilk aday oldugu dönemde de 2 takımın kurtuluş reçetesi cebimde diye caka satıyordu.
Son 2 haftada kaç köşe yazarının Aytaç emmim hakkında yazı yazdıgını saydınız mı? Eger takımlarımız kendi ayakları üzerinde duruyor olsa Aytaç emmiye yalvaran yakaran olur mu? Olmaz...Aytaç emmim bu işi çözmüş..Kahraman edasıyla yazılı açıklamasını da yaptı.Aytaç emmim çözüm isteyen degil çözümsüzlük isteyendir.Aytaç emmiye el ense çekip ,kündeye getirip Aytaç emmim belediye başkanı iken hem Aytaç emmiden yararlanıp hemde takımı kendi ayakları üzerinde durmasını saglayabilecek kişi DAHİ olarak kabul edilmelidir.Henüz O DAHİ yi bulamadık :-(

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...