Ana içeriğe atla

Tarihte Adana Demirspor -9- (26.03.2009)

Geçmişimizi bilmenin önemine bu blogta mümkün olduğunca vurgu yapıyoruz. Nerelerden nerelere geldiğimizi görmemiz, bizlere, aslında nerelerde olmamız ve hedeflerimizi nerelere yönlendirmemiz gerektiğini en iyi şekilde gösterecektir. Blogumuzda her Salı günü temin edebildiğimiz ölçüde arşiv kayıtlarını sizlerle paylaşmak suretiyle geçmişimize uzanacağız ve bu camiayı yönetenler ile futbolculara diyeceğiz ki;

Bize dünümüzü getirin, size yarınlarımızı verelim.
-------------------------------------------------------------------------------

Bugün Türkiye Kupası vesilesi ile cehennemi yaşatabildiğimiz Trabzonspor ile eskiden yılda en az iki maç oynuyorduk. Şimdiki anlayış ile Türkiye Kupası'nda bile oynamak zor. Geçen seneki hezimeti Türkiye Kupası'na bağlayanlar olmuştu malumunuz. Sanki Karabükspor'u 10 kişiyle savaşa savaşa yenen takım Türkiye Kupası'ndan etkilenmemiş, o maçtan itibaren hezimeti yaşatan takım etkilenmişti. Bu anlayışla bu sezon Türkiye Kupası'nı elimizin tersi ile ittik. Oradan gelecek gelirlere sırt çevirdik. Ne de olsa sarı zarflar geliyordu. Gerçi o zamanlar sarı zarf da yoktu, küsmüştü muhterem. Bakmaya yüzü olmaması gerekenler küsüyor, kupalara sırt çeviriliyor, artık büyük diye tabir edilen takımlarla oynamak kupada dahi uzak olaslıklara giriyordu. Güncelden çıkıp geçmişe dönelim ve Trabzon deplasmanını yaşayalım.
Deplasmanda Trabzon'dan beraberliği koparıp alıyoruz. Kemal'in golüyle öne geçiyoruz. Kalecimiz Haluk ve Orhan çok başarılı bir performans sergilemiş ve haftanın karmasına seçilmişler.
Şimdi bekleyin ki; bir Türkiye Kupası gelsin ya da büyük tabir edilen takımlar muhteşem konaklama imkanlarımızdan ve tesislerimizden yararlanmak amacıyla Adana'da kampa girsin de hazırlık maçı yapalım.

Haftaya ezeli rekabete uzanacağız ve Adanaspor ile ilk yarıda 1-1 biten maçın rövanşını oynayacağız.

Kaynak: Hürriyet Gazetesi 1983 yılı arşiv kayıtları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...