Ana içeriğe atla

Ama...Arkadaşlar İyidir...

Bu blogun sağ tarafında, diğer sitelere ve bloglara link verdiğimiz kısmın üzerinde "Ama Arkadaşlar İyidir.." yazıyor. Söz, Tabutta Rövaşata'dan Mahsun'a ait...Boğazımın düğüm düğüm olup, gözyaşlarıma hakim olamadan izlediğim müthiş bir filmdi Tabutta Rövaşata...Oradaki Mahsun'un "ama arkadaşlar iyidir" derken ki hali gözümün önüne getirince, bu blogun arkadaş/dost/kardeş sitelerine verdiğimiz linklere koyabileceğimiz en iyi başlık olduğunu düşünüyorum "ama arkadaşlar iyidir"in...

Arkadaşlar gerçekten iyidir çünkü...Mondiali Antirazzisti'ye gideceğimizi söylediğimizden bu yana çok çeşitli kanallardan destek sözleri alıyoruz, tüm dostlarımız sağolsun...

Forza Livorno'da, Tribün Dergi'de desteklerini ve selamlarını ileten tüm arkadaşlara, Mondiali Antirazzisti'ye gideceğimizi yazarı olduğu her blogda/sitede en az bizim kadar mutlu olarak duyuran Hüseyin Ataş'a, gideceğimiz belli olduğunda sevinçten ne yapacağımızı şaşırmışken ilk haber verdiklerimden biri olan Flying Dutchman ve tüm ekibine, Penche.net'ten çok değerli Kold abimize, aynı masmavi sevdaları paylaştığımız Tebe Volimo'ya, "Eskişehir Demirsporlu" Ziggytheking'e, Mavilacivert.com forumlarında bizimle olan herkese, henüz gideceğimizi sanırım öğrenmemiş ama öğrendiğinde eminim ki sevincimizi sınırsızca paylaşacak olan Semt Aşığı'na, Mondiali Antirazzisti yazımıza yorum bırakan, bize mail atan tüm dostlara çok teşekkür ederiz...

İyi ki varsınız...çünkü arkadaşlar gerçekten iyidir...

Yorumlar

Hüseyin A. dedi ki…
sizde iyi ki varsınız,sevgili tayfam
ziggytheking dedi ki…
http://kraldancokkralci.blogspot.com/2009/04/donusunuz-de-boyle-olsun.html

Süper Lig'e döndüğünüz sezon Eskişehir'e Hızlı Tren'le geldiğinizde size de ayrı bir yazı yazacağım haberiniz olsun!
Adsız dedi ki…
birkaç gün bakmadık, neler neler olmuş. nasıl sevindim, içim içime nasıl sığmıyor anlatamam. hemen gidip gelip yazsanız keşke :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...