Ana içeriğe atla

Bekir ÇINAR Dönemi...

Takımımızın kongresi sonuçlandı ve geçtiğimiz günlerde Mehmet GÖKOĞLU yönetiminin istifasını vermesinden kısa bir süre önce istifasını açıklayan Bekir ÇINAR, kulübümüzün yeni başkanı seçildi. Eski başkan Mehmet GÖKOĞLU'na fahri başkanlığın verildiği kongrede yönetim kurulumuz şu isimlerden oluştu:

Ramazan ÇİMEN
Şerif GÜLER
Metin TÜRK
Önder SERİN
Kemal BAHALI
Muhittin ÜNLÜ
Derviş ERTEN
Taner ÖZCANDAN
Suat KIZILDAĞ
Cengiz ÖNAL

Yeni yönetimimize görevinde başarılar diliyor, temsil ettikleri camiaya yakışır bir yönetim göstermelerini temenni ediyoruz.

Kaynak: http://www.kanalahaber.net/

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Başkan Bekir ÇINAR, teknik direktör Behzat ÇINAR, takımımız ULU ÇINAR. Sen Çok Yaşa Mavi Şimşeğim.Çık artık süper lige.
göktuğ dedi ki…
Bugün kongredeydim.Kongrede eski başkanlardan Adem ATILGAN , belediyeyi temsilen Tuncer AKDOĞAN ile Ali ULUKANLIGİL vardı.Kongrede yeni başkan Bekir ÇINAR , Mehmet GÖKOĞLU, Erden ARAT ve Önder SERİN konuşma yaptılar. Yeni başkan kalıcı gelir sağlama yönünde çabalayacaklarını söyledi.Yıllardır yönetim tarafından duymadığımız bir vaat olarak bu önemli. Gökoğlu yeni yönetime destek olacağını her zaman Demirspor'un yanında olacağından bahsetti. Erden ARAT ise geçmiş yönetimlerin alacaklarından vazgeçmesi gerektiğini , eğer geçmiyorlarsa Adana'da Demirsporlu olarak yürümemelerini söyledi. Gökoğlu yönetimini altyapıya sahip çıkmadığı için eleştirdi. Önder Serin ise yönetim raporunu okudu. Ben Bekir ÇINAR 'ı çok heyecanlı gördüm. Konuşması, tavırları yıllardır istediğimiz lobi oluşturabilecek başkan havasındaydı. İnşallah tahminlerimiz doğru çıkar. Yönetime gelince yeni katılanlar Bekir Çınar'ın dostu olsa gerek.Çünkü bir iki isim bugün üye oldular ve yönetime girdiler. Hepimize hayırlı uğurlu olsun...
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
2,5 yıl önce Giresun maçı sonrası yapılan yönetim oluşturma faaliyetleri sonrasında Hulusi ile birlikte Bekir Bey'in yönetime dahil olmasına aracı olmuştuk.
Bekir bey bizim formatımızda birisidir.
yavuzy dedi ki…
Önceki dönem(ler)den hiçbir farkının olacağını sanmıyorum yeni sürecin...
Semt Aşığı dedi ki…
Hayırlısı olsun umutlarımız yeşersin.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...