Ana içeriğe atla

Gelenler #5

sporadana.com'dan

"ŞİMŞEK’TE ÇİFTE TRANSFER

Transfer çalışmalarını büyük bir titizlik içerisinde sürdüren Adana Demirspor, Kasımpaşaspor’un forveti Serdar Akdoğan ve Konyaspor’un orta saha oyuncusu Gökhan Çakır ile anlaştı. Her iki futbolcu da, “Adana Demirspor’u başarıya taşımak için geldik” dediler.

Bakırköyspor, Kahramanmaraşspor, Süper Lig’de ise Sivasspor ve Kasımpaşaspor’da oynayan Serdar Akdoğan, “Çok güzel bir kentimizin ulu çınarı Adana Demirspor’da futbol oynamak bana büyük mutluluk verecek. Süper ligde dahi oynarken, hep Adana Demirspor’daki heyecanı takip ederdim. Allah’tan sağlıklı ve sakatlıklardan uzak bir sezon geçirmeyi diliyorum. Bol gollü günler yakında” diye konuştu.

Mavi-lacivertlilerin diğer transferi ise Konyaspor’dan Gökhan Çakır. Adana Demirspor’un orta sahasında görev yapacak olan başarılı futbolcu, “hedefi olan bir futbolcu olarak, hedefleri olan bir takıma geldiğimden dolayı çok sevinçliyim. Hep birlikte mutluluğa ve başarıya koşacağız. Bu başarıda benim de payımın olması için çok çalışacağım” şeklinde konuştu. "

Yorumlar

mustava dedi ki…
Nedenini bilemediğim bir şekilde Gökhan'dan umutluyum ben. Tamamen metafizik. Sanki bizde patlama yapacak gibi. Ha, tam tersi de çıkabilir, umarım hislerimde yanılmam.

Aslında belki de takıma yeni katılan oyuncuların klişe demeçlerinin arasında Gökhan'ın "hedefi olan bir futbolcuyum" demesi beni etkilemiştir. İnanmak istiyorum ona, ikna olmak, ikna edilmek istiyorum. Aslında bu da klişeleşmiş bir ifade ama her ne olursa olsun, eğer işin içinde "hedef" kelimesi varsa daha ciddiye alıyorum. Saygı duyduğum bir kavram yani.

Hadi bakalım Gökhan Çakır. Tribünler geçmişin yaralarını sarmanızı bekliyor. Top sende artık...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...