Ana içeriğe atla

TCDD Ankara Garı'nda Neler Oluyor?


TCDD Ankara Garı ve Meydanı‘nın, Türkiye Cumhuriyeti‘nin ve Başkenti Ankara‘nın oluşturulması ve geliştirilmesindeki simgesi, bağımsızlık için yakılan mücadele ateşinin yurdun dört bir yanına taşınması için kurulmuş demiryolları ağının odağı Ankara Garı bu gün yok ediliyor.
Cumhuriyet simgelerinin son kalesi olan Ankara Garı ve meydanı tarihten siliniyor ve Ankaralıdan koparılıyor.
TCDD Ankara Garı ve Meydanı, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulamaya konulmak istenen bir katlı kavşak projesi ile hem delik deşik edilmek istenmekte hem de ısrarla bir otobana çevrilmeye çalışılmaktadır.
Toplumsal sorumluluk adına ve Ankara‘da yaşananlara dur diyebilmek adına tüm demokratik ve sivil toplum kuruluşlarını temsilen TMMOB Peyzaj Mimarları Odası ve TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından Ankara Garı önünde yapılacak katlı kavşak projesinin iptali ve Ankara Tabiat ve Kültür Varlıkları Koruma Kurulu‘nun kavşak projesine onay vermesinin yürütülmesinin durdurulması yönünde 31 Ağustos 2007 tarihinde dava açılmıştır. Ankara Büyükşehir Belediyesi‘nin plan değişikliğine itiraz amaçlı açılmış davanın reddedilmesi üzerine Danıştay‘daki temyiz süreci devam ederken Ankara Büyükşehir Belediyesi 14 Nisan 2008 Pazartesi günü iş gücü makinalarını Ankara Garı önüne indirerek İstasyon ve çevresinde yapacağı değişiklikte kararlı olduğunu göstermiştir.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu uygulamaya ve ihalenin iptal edilmesi yönünde ikinci bir dava açılacak olup Ankara Garı için Sürekli Eylem kararı alınmıştır.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

Yorumlar

Flying Dutchman dedi ki…
O garın eski Oypa (Maltepe) tarafından girip çarşıdan geçerek Anadolu Ekspresine bindiğimiz günleri unutmamız mümkün değil. Selim Sırrı Tarcan ve 200 metre ilerisindeki gar Ankara'nın en melankolik yerleridir belki de.
vertumnus dedi ki…
Ne ilginç geçiştir o da. "Asker çarşısı"..Hüzünlü bir alt geçittir bence. Hep böyle gurbeti, özlemeyi falan çağrıştırır bana. "Champion Cafe" vardır orada, hiç girmediğim. Yıllardır "tüm ekmek melemen ... lira" yazar camında.

Gar, alt geçit, lunapark...Hayat ne garip, vapurlar felan...
yavuzy dedi ki…
Garların eski mimarisinin bozulup, rengarenk boyanmasına da çok sinirleniyorum. Ankara Garı, Demirsporludur; bu hareket bize yapılmıştır, her türlü desteğe varız...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...