Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Seçim

Yarın yerel seçimler var. Son yılların en gergin seçim öncesi dönemini yaşadık. Adayların neredeyse unutulduğu bir dönem oldu. Sokaklardaki gürültüsü patırtısı bitecek ama siyasal etkileri uzun süre devam edecektir eminim. Kimsenin birbirine şuna ver buna verme demeye hakkı yok. Zaten kabinde herkes vicdanıyla baş başa kalacak. Verdim-vermedim diye bir açıklama yapmak zorunda değiliz. Mesele sadece bunca geçen zaman içinde olan biteni şöyle bir tartıya koymamız, Demirspor'a, Adana'ya, Ankara'ya kim ne hizmet verdi ya da vermedi kimler neyi yasakladı ya da hayatımızı zindan etti ve karşısında kim neyi dönüştürebilir ve bizim sesimiz olabilir, bunu düşünmekte yatıyor. Tartıp ölçüp biçtikten sonra kendinize verdiğiniz cevap sizi ikna ediyorsa, yolunuza devam edin.

Adana Demirspor:2 - Manisaspor:2

Orduspor maçının kahramanları iş başındaydı; Efe ve Juninho ile 1 puanı kurtardık; 2-0 geriye düşüp de puan almak bu sene rastladığımız bir hadise değildi, genelde tersi olurdu.  Maçın genelinde istekli bir oyun oynadık ama pozisyonları değerlendiremedik ve atamayana attılar. Neyse ki bu kez son dakikada -Erçağ'ın ekstra performansı ile- puanı aldık, 3 haftada 5 puan yaptık. Urfa ve Buca maçlarında da bu şekilde en azından 1 puanı alsaydık şimdi planlarımız farklı olabilirdi.

Kritik 1 Hafta

Son iki maçta alınan 4 puanla biraz rahatladık sanki ve alttaki takımlar da puan kaybetti bu süreçte. Biz işimizi başkalarının kötülüğüne değil, kendi başarımıza bağlamalıyız. 1 hafta içinde 3 maç oynayacağız. Bu akşam Manisa, ardından Salı günü K.Maraş ve Cumartesi de İstanbul BB. Bu üçlüden yine en az 4 puan gerekiyor. Manisa'yla ilk maçta son dakikada yediğimiz golle berabere kalmıştık; ilk deplasman galibiyetimize çok yakındık. Geçen yıl içeride yenip, dışarıda yenilmiştik. Sonra play-offlarda da rakibimize elenmiştik. Bu sene rakibin Bu sene yine kritik maçlardan birini oynayacağız; iç sahadaki başarımızı bu maçta göstermemiz lazım. Rakibin play-off umutlarının azalması bizim için avantaj. Son haftalarda korkulu rüya görmemek için bu 1 haftayı iyi geçirmemiz gerekiyor.

KSK:0-Adana Demirspor:0

Zor maçların en rahatından 1 puan aldık. Fena değil. İlk yarıdaki gibi bu maç da zevksiz ve adeta 1 puana kilitlenmişti. 0-0 biten ilk ve gol yemediğimiz 3. maç oldu bu sezon. Seyircisiz maçta Yıkıla Yıkıla tribündeydi. Kalan 6 maçtan 6 puan almak önemli.

Twitter

Daha önce blog yasaklarında da aynı şey olmuştu; herkes bir yolunu bulup girdi, işini yapmaya devam etti. Şimdi de aklı sıra twitter'ı yasaklayan zihniyete karşı vatandaş kuşunu öttürmeye devam ediyor. Nasıl bir kafa yapısı ki internet denen mecrayla bir yüzyıl öncesinin (13 yıl en azından!) kurallarını uygulamaya çalışıyor; kitapta yazanla hayatın akışı birbirine uymuyor tabii. Vatandaş, iktidara nanik yapmaya devam ediyor.

Zor Maçlar

Kritik Orduspor galibiyetiyle, aşağıyla farkı bir nebze açtık; altımızdaki takımla 4 puan ve düşme hattıyla 7 puan mesafe var. Kalan 7 maçın 4'ü deplasmanda, 3'ü içeride. İç saha performansımız iyi; bu kategoride 6. sıradayız. Ama dış saha da bir o kadar kötü ve sondan ikinciyiz. Dolayısıyla 3 maçtan alabileceğimiz en fazla puanı almak en büyük kurtarıcımız olacak. Ama Manisa, İstanbul BB ve Fethiye gibi kendi iddiaları için puana ihtiyacı olan ekiplerle oynayacağız. Burada en az 4 puan şart. Dışarıdaki 4 maçta ise bu hafta KSK'nın ardından Maraş, Tavşanlı ve Denizli gibi düşme potasındaki takımlarla oynuyoruz ki orada da işimiz zor. Bu dörtlüde de en az 1 galibiyet gerekli. Zor maçlar öncesi, Orduspor maçının ikinci yarısındaki bir istek ve arzu gerekiyor. Futbolcuların bu işi artık bir onur ve haysiyet meselesi olarak görmelerini bekliyoruz. Tabii Ercan Albay'ın bu kritik dönemde takımı ayakta tutacak enerjiyi de vermesini bekliyoruz.

Yunus Gollerine Devam Ediyor

Dün akşam twitter hesabımızdan duyurmuştuk; buraya da ekleyelim. Altyapımızdan yetişen golcümüz Yunus Ünsal, Ankara Demirspor'da 5. maçında 3. golünü attı. Bu kez daha kritik; son dakikada 3 puanı getiren gol...  http://www.tff.org/Default.aspx?pageID=29&macId=119946 Tebrikler Yunus, nazar değmesin!  

Yeni Bir Heyecen Yeni Bir Ruhla!

Hayatımda ilk kez cezalı bir maçı canlı seyrettim. Takımı deplasmanlarda izlemekten daha keyif alıyorum. Bu da benzer bir maçtı, ilginç bir tecrübeydi.   Ben çok sessiz geçecek, sahadakilerin konuşmasını dahi duyacağım diye düşünürken kadın ve çocuk taraftarlar hiç susmadan destek oldular. Sahadan hiçbir şey duyamadım. Gerçekten çok ama çok tebrikler ve teşekkürler taraftarlara. Haftaya Karşıyaka’nın cezası nedeniyle “erkek” seyircisiz maça bizim ekibi otobüslerle götürebilsek keşke. En önemli özellikleri 90 dakika sürekli desteklemeleri değil ama. Peki ya nedir onları özel kılan? Her hatadan sonra ana avrat sövmüyorlar. Rakibe ve hakeme küfür edip sahaya bir şeyler atmıyorlar. Kendilerine bizim takımdan bir hedef seçip sürekli eleştirmiyorlar, yuhalamıyorlar. Her maçtan sonra hocanın, teknik ekibin, yönetimin istifasını istemiyorlar. Futbolu çok iyi bildiklerini iddia etmiyorlar. Birkaç kelle alarak bir şeylerin iyi gideceğini düşünmüyorlar. Sadece ama sadece sahaya bakıyor ve t

Adana Demirspor:3 - Orduspor:2

7 hafta sonra kazandık, istediğimiz nefesi aldık. İlk yarı yine umut vermeyen, kazanma azmi olmayan bir oyun vardı. Duran topla gelen golde, Erdi Efendi yine baş roldeydi. Zıplar gibi yapıp zıplamayan bir stoperin arkasındaki rakibine gol attırması... ki bir kaç dakika önce de Yiğitcan-Erdi ikilisi yine aralarına rakip forveti kaçırmıştı. İlk yarıda tek kıpırdayan isim Juninho, ikinci yarıya damgasını vurdu; devrenin ilk 10 dakikasında gelen iki golle hayata döndük. Penaltıda Efe'nin azmi üçüncü golde de eski günlerden kalma bir Erçağ-Juninho uyumu güzeldi. Juninho 8. golünü attı. Rakibin verdiği boşlukları onunla iyi kullandık. Keşke onu sezonun ikinci yarısında haftalarca kulübede oturtmasaydık... Rostand'sız forvetin biraz daha hareketli olduğunu gördük. Gerçi sorunun Rostand'da değil onu besleyemeyen ortasahada olduğunu düşünüyorum hala. Ancak sevinmeye alışık olmayan Demirspor taraftarı için maç bitmedi tabii ki, yine son dakikalar kriz halinde geçti. Süleyman Abay

Nefes

Can sıkıcı ve can alıcı günlerde, sokakta gençlerin öldürülüp kimsenin hesabını soramadığı zamanlarda hayatta kalmak bu kadar zor hale gelmişken, akıl sağlığımız zalimlerce zorlanırken yine bir pazar günü tedirginlikle Demirspor maçını bekliyoruz. Keşke bizi üzmese Mavi Şimşek,  hayatta kalmak için mücadele etse, bize azıcık nefes verse....

Metin Gören, Bütün Dünya Dergisi'nde Demirspor'u Yazdı

Biraz gecikmeyle oldu, sevgili Metin Gören abim beni bağışlasın. Gerçi geçen ay Facebook grubumuzda bahsi geçmişti ama blogda yer vermemek olmazdı.   Demirspor'umuzun efsane kadrolarında forma giymiş, yılların basın (şimdiki tabiriyle medya) mensubu, futbol yorumcusu, edebiyatçısı ve daha başka güzel özellikleriyle kuşanmış Metin Gören abimiz Başkent Üniversitesi Kültür Yayını olan Bütün Dünya dergisinde her ay futbol ve spor üzerine yazılar yazmakta. Şubat ayki yazısını da Demirspor'a ayırdı.   Kendisinin nasıl bir Adana ve Demirspor sevdalısı olduğunu yakından bildiğim için ve kalemine de ayrı hürmet ettiğimden çok leziz bir yazı ile karşılaşacağımı biliyordum. Sağolsun şaşırtmadı beni. Birkaç pasaj alıntılamak istiyorum. Yazının tümü için derginin şubat sayısını edinmenizi tavsiye ederim.   “... 1940 yılında Demiryolu işçilerinin yüreklenerek oluşturdukları Demirspor'un yıldızlar topluluğuna ulaşan efsanevi kadrosu, Yenilmez Armada lakaplı su topu takımının

Berkin İçin Mesaj

Adana Demirspor kulübü resmi websitesinden dün hayatını kaybeden Berkin Elvan için baş sağlığı mesajı yayınladı:

Dibe Vurduk

Üst üste 5. yenilgiyle bu sezonun en kötü dönemini yaşıyoruz. TD değişiklikleri hiçbir hava yaratmıyor.  Hoca değiştiğinde tek maçlık da olsa bir kıpırdanma olmalıydı; futbolcular bana mısın demiyor. Rezilliğin doruğundalar, isteksiz ruhsuz yenilgiye  tepkisiz oyuna devam. İlk devre Buca galibiyetinden sonra 7 hafta kazanamamıştık ama beraberliklerle nefes almıştık, şimdi onları bile arıyoruz. Galiba Yücel İldiz'e haksızlık etmişiz.

Tekrar Ercan Albay'a Çıkan Yol

Demirspor teknik adamlığına tekrar getirilen Ercan Albay’ın getirilmesi ile Anadolu takımlarının başları sıkışınca çağırdıkları teknik adamlar listesine Albay’ı da gönül rahatlığıyla ekleyebiliriz artık. Bir zamanlar Adana’da bu rolü   rahmetli Ali Hoşfikirer hocamız üstlenmişti. Kendisine “Şampiyon Ali” lakabı boşa verilmedi. Albay’ın tekrar göreve geldiği MİY maçından önce bu senenin gidişatına şöyle bir göz gezdirmek istedim. Demirspor yönetimi devre arasında göreve geldiğinde her açıdan karışık bir yapı ile karşılaştı. Ekonomik açıdan nasıl bir enkaz devraldıklarını iş başına gelince daha açık bir şekilde gördüler. Demirspor’un kaç lira borcu olduğu hiçbir zaman tam olarak bilinmez. Dolayısıyla yönetime talip olanlar, yüklenecekleri yükün kaç lira olacağını ve bu borcun artış seyrini asla bilemezler. Aydoğdu, bunları bilerek cesaret gösterdi ve adım attı. Attı ve muhtemelen gördüğü rakamlardan dolayı canı yandı. Devraldığı enkazı ayakları üzerinde durabilecek bir yapıya çevirirs

Yıkılmaya Nasıl Gittik?

Gecikmiş bir yazı ama yazmasam olmayacak. Maç yazısı değil bu, bir tersine deplasman çabasının hüsran yazısı. Hayatı saha içindeki gelişmelere bağlı olarak saha dışından tadanların yazısı. Benim de yazım değil münferiden Tayfa'nın yazısı. İsimler mühim değil zorlanan şartlar mühim. -Hamile eşimi küçük çocuğum ile elinde onca iş varken öylece bırakıp gittim. -Katılmam gereken bir konferans vardı, katılmadım, babamdan ilave para aldım, yetmedi dayımdan borç aldım, yazmam gereken raporlar vardı, yazamadım. -Maddi kısıtlar nedeni ile anama, babama gidemezken maça gittim, gizli gizli. Dersleri yetiştirmek için geceli gündüzlü çalıştım. Kendimi kütüphaneye kapattım. Kız arkadaşımla ayrılmanın eşiğine geldik. 1 saatlik uyku ile tribünde yerimi aldım. -Ailemden habersiz, cebimdeki son parayla gittim derbiye. -Param yoktu, çıkmaz yollarda borçsuz gitmenin son çaresi İddaa dedim, son parayı da oraya kaptırdım, imkansızlıklarla gittim. -Özel sektörde izin almak zordur. Yoğun i

"Bu Rezalete Son Verin"

Bizim hatamız nedeniyle yayınlamakta geç kaldığımız bir yazı ancak sorular ve tespitler hlen güncel; "Coulibaly" Yalçın Çetinkaya arkadaşımızın yazısı: Bir taraftar olarak derbideki mağlubiyeti, son haftalardaki oyunu içime sindiremeyip, kabullenemediğimden kendimce bir değerlendirme yapma gereği duydum. Bir kulüp; taraftar, yönetim, teknik adam, futbolcu kombinasyonundan oluşur. Ben ortada değerlendirecek bir teknik adam göremediğimden eleştiride bulunmayacağım. Taraftar olarak daha ne yapabiliriz, nasıl destek olabiliriz onu da bilmiyorum açıkçası... Yönetime ; Play-off hedefiyle yola çıkıyoruz dediğiniz takımı, devre arası yaptığınız ucuz transfer politikasıyla küme düşme hattına kadar getirdiniz. Takımı sezon sonu nasıl olsa gideceğim diyen amaçsız kiralık futbolcuyla doldurdunuz. Timur Bayram Özgöz hariç yaptığınız hiçbir transferin ne katkısı ne belli bir kalitesi var. Üç haftadır teknik direktörün kim olduğu, olacağı bile belli değil(di). Kötü gidişe ne zaman el

Yeni/Eski Albay

Yeni teknik direktör yeni bir kadro yaratamaz ama yeni bir takım yaratabilir. Yeni/eski Demirspor teknik direktörü Ercan Albay'dan da beklentimiz bu yönde; sahadaki 11 adamı ve kenardakilerle birlikte bu kadroyu yeni bir takıma çevirmesi. Takımın iyi yaptıklarını daha iyi yapmasını sağlaması ve kötü yaptıklarından vazgeçmesi. Büyük ihtimalle sahaya aynı isimlerle çıkacağız ama teknik direktörün tüm hafta içi yaptıkları sahaya yansıyacak.

Eleştiriler ve Grup

Forzache Uğur Ali Yıldırım arkadaşımızın yazısı: Evet bunca yazılan çizilen şeyin çoğunu okudum. Çoğu eleştiriyor ama çoğu gerçekçi değil. Şimşekler Grubundan bahsediyorum ve bir maç etrafında hıncını çıkaranlardan.  Öncelikle hiç kimsenin olmadığı gibi Şimşekler Grubu ve Liderleri de eleştirilmez değildir.Eleştirilebilir.Eleştirmek için siz ne yaptınız meselesini geçeceğim.Birincisi dün Şimşekler Grubunu bırakın tüm tribünler iyi değildi. Bu bir gerçek ve bunu yapılan yazılı açıklamada da kabul etti zaten grup; ancak dün yazıyla dile getirilen "Grup artık bitmişten tutun da, siz gidin bakan karşılayın'a" kadar hepsi maçın kızgınlığı ile yazılmış kolay dile gelen ama hiç bir yapıcı ya da mantıklı yönü bulunmayan eleştiriler. Grup artık bitmiştirden başlayalım. Ne bitmiştir, Tribüncülük denilen şey su mudur ki dökülsün, bitsin. Tribüncülük bir yaşam tarzıdır ve onları birileri oraya getirmez. Birileri onlarla beraber hareket eder. İnişli çıkışlı günler olur

Yine Yeniden: Grubu Eleştirmek

Taraftarın öfkesi bu kez kendine dönmüş durumda. Tribün olarak yanımıza bile yaklaşamayacak grupların ağzına laf düşürmek asıl canımızı sıkıyor. Ama bu öfkenin kendi kendini bitirmeye dönemesi lazım. Öfkemiz daha iyi hale gelmemiz için yardımcı olmalı. Sezon başından beri yönetime kızdık, onu değiştirdik; teknik direktörlere kızdık onları değiştirdik. Bunlarda bir sonuç almadığımızı gördük. Demek ki yanlışın ne olduğunu tespit ederken o kadar da iyi sonuçlar çıkarmamışız. Her şeyi tek bir kötüyle açıklama hatasına düşmüşüz. Takımda sadece bir kişinin ya da kesimin hata yapması ile kötüye gidilmez. Total bir düzelme gerekir. Parçaları değiştirmek bazen işe yaramaz. Yönetim giderse her şeyin düzeleceğini, teknik direktör gidince her şeyin değişeceğini, Erçağ yedeğe alınca her şeyin düzeleceğini sanan arkadaşlar sanırım yanıldıklarının farkındadır. Belki de bu yüzden şimdi de tribünün değişmesini istiyorlar. Adını koyalım; Şimşekler Grubu'nu suçluyorlar. Grubun yönetime verdiği de

Yazıklar Olsun!

Açıkça beraberliğe bağlanmış bir maçı yine elimizle rakibe verdik. İşin kötüsü buna üzülen, reaksiyon gösteren, tepki veren tek bir futbolcumuz yok sahada. İyi günde kötü günde destek verdik, veriyoruz; ama hata yapana ne zaman ceza kesilecek merak ediyoruz? Bu kadar hatanın karşılığı nasıl verilecek? Bu maç sezonun iyisiyle kötüsüyle unutulacağı bir maçtı. Siz öfkemize öfke kattınız. Yazıklar olsun!