Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Trenle Adana'ya, Tersine Deplasmana

Ankara Tayfası bu akşam trene atlıyor, demir rayların üzerinden Demirspor'a kavuşuyor. Biletler alındı, yolculuk saati bekleniyor. En son 2008'te böyle bir tersine deplasman yolculuğu gerçekleştirmiştik; yine Adana Derbisi için. Bunu bir gelenek haline getirmek için adımlar atılıyor böylece.

#DerbideDemirspor

Adana derbisi bu yılki en önemli maçımız olarak görünüyor. Play-off hedefinden uzaklaşılınca bu yılı anlamlı haline getirmenin yolu olduğu için... 2008'te 1 puan alsak doğrudan çıkacağımız bir maçı "yukarının" isteğiyle rakibe verince bu maçların anlamı daha çok arttı. Geçen yıl 45 dk.da 4 gol atmak o öfkeyi ancak bir nebze dindirdi. Son iki maçta puanlar eşit olsa da onların üstündeydik, bu kez puan farkıyla yukarıdayız. Aramızda mesafe olması iyidir. Mesafeyi koruyalım! O efsane sözle söylemek gerekirse, "herkes kendi metrekaresine!"

Bu Maçı Alın, Başka Yolu Yok!

Ne eritilecek 30 milyon euro'muz var ne lobimiz ne de şirketimiz... Demirspor taraftarının bu haftaki derbinin kazanılmasından başka bir derdi yok. 2008'teki oynanan oyunlardan dolayı şüphelerimiz de var. Rakip takıma bu maçtan puan verilmesi doğrudan bizi ateşe atar. Taraftar bu spekülasyonlara kulak vermek istemiyor, o vakit siz de çıkıp gereğini yapın Demirspor topçuları! Onlar da bu beklentinin farkındalar ki destek çağrısı yapmışlar:  http://adanademirspor.org.tr/haber-detay.asp?newID=1483 Onların çağrısına karşı bizim sözümüz de açık: Bu sene verilen destek kadar hiç bir yönetime, teknik adama futbolcuya destek verilmedi Siz de artık sabırları zorlamayın, zihinleri bulandırmayın, kalitenizi konuşturun ve bu maçı alın, başka yolu yok!

Kaybetmemek

Urfa maçı ile yine kendimize has, garip bir istatistik tutturduk. Bu mağlubiyetler koymuyor artık bu bilinsin. Ama AŞ maçında böylesi bir tabloyu kimse hazmedemez, maalesef…   Sahada mücadele edenlerin iyi niyetinden şüphe duymak istemiyorum. Buna girersem lig bitmez, hayatın anlamı kalmaz. Bu ilk akla gelen şey olsa da, akla her geleni dillendirmemek gerekir. Tesadüf olarak değerlendirip geçelim bakalım. Mustafa Uğur geçen sene takımın başına geldiğinde bitik bir takım vardı. Tribünde, sahada, fizik ve moral olarak… Sonra bu takım haddini bilip, iyi kapanıp kontralarla çıkmaya, goller bulup yine iyi kapanmaya başladı. Puan tablosunda bizim yerimize bakıp gelen takımlara çakıp gönderiyorduk. 1461 Trabzon ikramıyla playofflara da kaldık. Aslında olmamız gereken yer tam da ligin ortalarıydı. Aynı bu sene olması gerektiği gibi. Demek ki haddimizi bilmiyoruz. Demek ki bizim öncelikle gol yememek üzerine bir oyun yapısı kurmamız gerekli. Bu saatten sonra sahaya çıkan her oyuncunun

Ş.Urfaspor:2 - Adana Demirspor:1

Yeter artık ya! Dalga mı geçiyorsunuz bizimle... Komediyi trajediyi falan geçti artık bu senaryo. Hep aynı şeyi yaşayıp durmak zorunda mıyız? Kim neye nasıl müdahale edecekse etsin artık. Taraftara bu eziyeti çektirmeye hakkınız yok.

Hoca Farklı Sonuç Aynı

Yücel İldiz'le 2 galibiyet ve 8 puan puan topladığımız ilk 7 haftada, ikinci yarı Mustafa Uğur'la 10 puan topladık. Ankaraspor maçını da onun hesabına yazıyorum. Aynı rakiplere karşı hemen hemen aynı performansları gösterdik.  Şimdi de ilk  yarıda 3'te 3 isteyip 3 beraberlik aldığımız periyot başlıyor. Urfa deplasmanından sonra Adanaspor ve Mersin maçları bu sezonun en önemli kısmı olacak. Hem yönetim hem de futbolcular bunun farkında olmalı.  Bu kez yeni bir hocayla bu maçları yaşayacağız, öncekilerin takım tam olarak istediklerini uygulattığını düşünmüyorum. Takım hala futbolcular ne istiyorsa öyle ilerliyor. Bakalım Nurettin Yılmaz değişiklik yapabilecek mi?

Adana Demirspor:2 - Ankaraspor:3

Bu yıl çokça tekrarlanan bir şekilde, yine iki farklı öne geçip rakibe yakalandık ve bu sefer puan alamadık. Kendi sahamızda 2-0'da maç vermenin hiç bir açıklaması yok. Bu maçta herkesin kendince bir suçlusu var. Herkes birilerini hedef tahtasına koyacaktır. Stattakiler Erçağ'ı seçip yuhladı. Takımın bu kötü durumunda tek sorumlu Erçağ mı? Oyuncularımız bir bütün olarak gol yedikten sonra reaksiyon göstermiyor; onu çıkarmak, sonucu çevirmek için ekstra mücadele göstermiyor. Bir panik haliyle maç gelip geçiyor. Kaleci transferimiz hiç bir işe yaramadı. Defansa ve orta sahaya yapılan müdahaleler de bir sonuç vermiyor. Kadroyu değiştirmek, onları bir takım haline getirmedikçe birşeye yaramıyor. Yönetimin bu kaos ortamına acilen müdahale etmesi ve takım içi disiplini sağlaması gerekli.

Mustafa Uğur Sevmek-Nefret Etmek

Mustafa Uğur'u çok sevmekle nefret etmek arasında dolaşıyor Demirspor taraftarı. Ben kişisel olarak iki uçta da değilim. Hocanın belli bir kalitede olduğunu, takımı moktrolü altında tuttuğunu söylemek mümkün. Hali tavrı, düzgün bir insan olması onu sevmeyi kolaylaştırıyor. Ama tribünde herkes antrenör ve herkes taktisyen olduğu için onları mutlu etmesi biraz zor. Herkesin takımda bir ya da iki futbolcuyu seçip günah keçisi ilan ettiğini görüyoruz. Bunlardan biri de Rostand, aslında Rostand attığı 8 golün bir kaçını Yücel İldiz döneminde atsaydı, o hoca da gitmeyecekti. Biraz geç açıldı. (Ama ben bunu yazmıştım!) Şimdi topu kaybetmeyen, alıp dönüp dağıtan bir oyuncumuz var ama biz onu etkili kullanamadığımız için sanki oyuncu kötüymüş gibi görünüyor. Yücel Hoca gibi Mustafa Hoca da Rostand'dan vazgeçemedi ama aynı şekilde oynattı. Belki yapacağı birkaç müdahale ile onu daha etkili kılabilirdi. İşte burada Mustafa Hoca'nın hataları devreye giriyor. Elindeki kadroyu belki fa

Mustafa Uğur Ayrıldı

Son üç maçta 1 puan toplayarak play-off hedefinden uzaklaşan Demirspor'da Mustafa Uğur ile yolların ayrıldığı bilgisi geldi: http://www.mavisimsekler.com/adana-demirspor/mustafa-ugur-istifa-etti.html

3x8=10

24  maç sonrası 8'er galibiyet-mağlubiyet-beraberlik ile playoff ve düşme potasına 10'ar puan mesafedeyiz. Bu dengenin lehimize bozulması için arka arkaya galibiyetler gerekli. Bunun için de  öncelikle Mustafa Uğur'un hatalarından ders çıkarması ve gol yollarımızın buraz etkili olması gerekli. Çünkü defans hattı için birşey diyemiyorum. Belki Özgür'ün yapacağı birkaç düzgün orta işimize yarayabilir. Hani Buca maçında bizi çıldırtan ortalara benzemeyen cinsten...

Bucaspor:1-Adana Demirspor:0

Yine puan alabileceğimiz bir deplasmandan elimiz boş dönüyoruz.  Hiç de deplasman takımı gibi oynamadığımız, 3-4 net pozisyonumuzun olduğu, ikinci yarı tek kaleye çevirdiğimiz maçı beraberliğe bağlamalıydık en azından.  Ama Mustafa Uğur hocanın oyuncu değişiklikleri buna izin vermiyor. Bu kez sezon boyu ortalıkta olmayan Raşit'ten maçı tutmasını bekledik. En hareketli oyuncularımız Erçağ, Timur kenara geliyor, Juninho açık alanda etkili olacakken rakip takım gol atıp kapanınca oyuna giriyor. Play-off'u hocanın hataları nedeniyle kaybediyoruz. Maçtan önce taraftarımızın olduğu belediye otobüsünü taşlayıp kendi hemsehrilerini yaralayan, maç boyu tahriklerine devam eden Buca taraftarı küçük takım taraftarı olduğunu kanıtladı. Bir taraftar kendi maçında niye başka takım kehine tezahürat yapar, bu nasıl bir ruh hali anlamış değilim. Maç sonu küfürleri, PFDK tarafından nasıl değerlendirilecek,  göreceğiz. 200 civarı Demirsporlu, tek kelime küfür etmeden 90 dk takımımızı destekl

Buca'dayız

Bucaspor'la Adana'da oynanan 5-5 ve 5-4'lük spektaküler maçların ardından bu kez yeniden İzmir'de oynuyoruz. Daha önce eski stadlarına deplasman yapmıştık ( http://www.adanademirspor.net/2013/03/bucaspora-dair.html ) , bu kez yeni statta olacağız. Playoff'tan kopmamak için önemli bir maç. İzmir deplasmanlarından güzel sonuçlarla döndüğümüz olmuştu, umarım bu kez de yüzümüz güler.

Savunma Yapmak

Bu sene becermediğimiz işlerin başında geliyor, savunma yapmak. Teknik-taktik işlerinden pek anlamam ama savunmayı artık sadece defans hattının ve kalecinin yapmadığı, günümüz futbolunda kabul edilen bir gerçek. Ceza sahası etrafına dizilip, 11 oyuncuyla kapanıp savunma yapılmadığının en iyi kanıtı, her sene düşen takımlar. Bunların hiç biri savunmasını kalabalık tutmadığı için düşmüyor. Kötü savunma yaptıkları için düşüyor. Ne yazık ki son Samsun maçında bunu doğrudan gördüğümüz gibi ve tüm sezon yediğimiz gol sayısına bakacak olursak bizim de kötü savunma yaptığımız ortada. Özellikle orta sahamız savunma yapmıyor. Geri hattımız da kucağında bulduğu bombayı defetmekte zorlanıyor. Samsun maçında savunmaya adam alarak skoru korumaya çalıştık. Ama sahaya savunmacı birini almak zaten takıma geriye çekilin mesajı vermektir. 3-4 gol attığımız maçlarda bile skoru korumakta zorlandığımız ortada. O zaman geriye çekilip maçın bitmesini beklemek nasıl bir düşüncedir? Şampiyon kadroda yer a

Adana Demirspor:3-Samsunspor:3

İki ve daha üstü farkla öne geçip maç verme noktasına gelen alışkanlığımız ne kötü! Skoru koruyacağız diye verdiğimiz iki puan... Geçen hafta da yapılan son dakika Burak Keskin değişikliği!  Ve golde rakibini kaçıran Burak. Tempolu başlayan, golleri bulduğumuz maçta son dakikalara nefesimiz yetmedi. Ikinci sürekli defans yaptık. Bu şekilde yapılan savunmanın birşeye yaramadığı ortada. 70. Dkda Aten tamamen tükenmiştik. Rakibin arkada bıraktığı boşlukları kullanamadık. İkinci yarı tek doğru dürüst şutu 90. Dkda çekebildik. Eğer Juninho hazır değilse bir an önce hazır hale getirilmeli, Erçağ eski yırtıcı performansına kavuşmalı, bunlar teknik ekibin işi. Ama M.Uğur hala Burak Keskin derdinde. Yenilerden Timur hırslı ve istekliydi, ilk golün yaratıcısı da oydu. Bilal fena değildi. Mesut ilk 11 şansını iyi değerlendirdi ama sezon ortası olmasına rağmen hala 90 dk oynayacak durumda değil. Rakiplerin değişiklikleri maç çevirirken bizimkiler hiç birşeye yaramıyor. Mustafa Uğur'un

Samsunspor Maçı Öncesi

Samsunspor maçı, hemen üstümüzdeki rakiple kopmamak adına oldukça önemli. Aradaki 7 puan farkın açılması play-off umutlarını sıkıntıya sokacak. Rakibin dış sahada 11 maçta 6 beraberlik alması ve iki takım arasındaki son üç maçın da berabere bitmesi de maçın ortada olduğununu göstergesi. Rakip ayrıca son 7 maçını kaybetmedi ve bunların beşini kazandı. İç sahada iyiyiz ancak yine de rahat maç kazandığımızı söylemek mümkün değil. Bu maçta yine öncelikli hedef kolay gol yememek olmalı. Dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta da tribündeki tavrımız. TFF'nin değişen yönetmeliği nedeniyle başka takımlara yönelik tezahüratlar, süre sınırı olmaksızın ceza kapsamına girdi. İkinci devre maçlarda yediğimiz 13bin ve 26binlik iki para cezasının artmaması açısından bu maçtaki sabrımız, otokontrolümüz önemli.

Uzun Bir Deplasman Yazısı

Arkadaşlarımdan resimler gelsin diye bekledim ama gelmeyince yeterince resimsiz yazmak düştü bana da.   Gönül isterdi Balıkesir'e bir minibüs dolusu gitmeyi ama ne İsmet Abi'ye güvenebildik o kadar yol için ne de kısa sürede maça gelebilecek o kadar adam bulabileceğimize. Velhasılkelam doluştuk bir arabaya 4 kişi (dönüşte 5) çıktık yollara.   Deplasman eğlence bizim için. Cenk etmekten hoşlananlar için bulunmaz nimet deplasman. Yapılması zor olanı yapmak. O nedenle keyifli bir yolculuk geçirdik. Yola çıktığımızda sabah 4:30 idi. Döndüğümüzde 23:30. İşte bunu yapana garip gözlerle bakılacağını bilmenin hazzıydı belki de bizi yollara iten.   Nuh ve Fatih gece 12'de düştü yollara. Güzel kahvaltıları da biz yolda iken bize düştü. Bunu yapmaları hiç hayrımıza olmadı. Çünkü canımız çekti. Ve bir deplasman yolculuğunda yenecek en son şeyi yedik. Pastırmalı yumurta. Evet yedik ve döndüğümüzde onca yorgunluğun üstüne o pastırmalı alın teri kokusu diyeyim ben normal ins

Nuh Taş - Balıkesir Deplasmanı

Deplasman yollarının çilekeşlerinden Nuh Taş kardeşimizin Balıkesir maçına dair izlenimleri... Ellerine, emeklerine sağlık kardeşim. Bu yollar şampiyonluklara da çıkar elbet... Taş biraderler olarak  Mavilacivert tutkumuz Balıkesir deplasmanı heyecanı ile ateşlenmeye başlamıştı yine.  Seriye bağlaya n MaviŞimşeğimizi yalnız bırakma yacaktık. Formalarımız, atkılarımız ve ‘’Yıkıla Yıkıla’’ pankartımız hazırdı. Aşk ile Düş ile Sevda ile yollara düşme vakti gelmişti.  Gecenin 12sinde  Aşti de üzerimizde formalarımız yollardayız… Balıkesir otogardan şehir merkezine dolmuşla indik. Mavilacivert heyecanımız bizi ele veriyor ve Balıkesir 66 Gençlik Taraftar Grubundan Bülent Söğüt abi ile  tesadüfen  tanıştık . ‘’Maça mı gençler?’’ Tarihi Zağnos Paşa Camii’nin hemen yanındaki Kanaat Lokantasında pideli paça çorbasından sonra yine caminin diğer yanındaki Çınaraltı kahvesinde taze dem lenmiş çaylarımızı yudumlarken B ülent abi ile şehir takımlarının genel sorunları temalı sohbetimize başlıyoruz.

Balıkesir Deplasmanı'ndan

Fatih üst üste ikinci deplasmanını yaptı. Attı sırtına Yıkıla Yıkıla pankartımızı, düştü yollara. Bu kez omuz omuzaydık maçta. Ben inanıyorum ki; Demirspor skorda değil, tribünde anlaşılır. Demirsporluluk koltukta değil, yollarda benimsenir. İşte Fatih de bunu yapıyor aslanlar gibi. Demirsporluluğun hakkını veriyor. Sonrasında da bize maç yazısı anlatmıyor. Aslında anlatmayacak elbet. İlk kez yenmiyor Demirspor ve ilk kez de yenilmiyor. İlk kez defans hata yapmıyor, ilk kez forvetlerimiz müthiş gol atmıyor. Deplasman, "futbolcular şöyle oynadı, teknik direktör böyle davrandı"dan çok daha fazlası. Lafı uzatmayayım, top Fatih'te. Eline sağlık Fatih. "Mesafeleri aldık karşımıza, yine deplasman çekti canımız. “Yıkıla Yıkıla” düştük yollara. Bu sefer yalnız değilim. Birader ile armanın peşindeyiz. Otobüste günün yorgunluğu ile uyuyakalıp gözümü Balıkesir’de açıyorum. Sabahın 7’sinde Balıkesir’deyiz. Şehir merkezine doğru yol alıyoruz. Belediye otobüsünden indik, ne

Arda Öztep

Bu sene altyapılarda çok iyi değiliz ama yine de geçmiş yıllardan devam eden güzellikler var, onlardan biri de Arda Öztep. Onun ismini daha önce de anmıştık altyapı ile ilgili yazılarda. 1998'li Arda, bu sene de gollerine devam ediyor. U16 takımımızın bu sene oynadığı 16 maçta 14 gole imzasını attı. Takımın attığı 29 golün yarısını tek başına kazandırmış oluyor. Üstelik bu gollerin sadece biri penaltıdan. Sezon bitmedi; oynanacak 8 maç daha var. Geçen iki sezon U14 ve U15'lerde 19 ve 16'şar gol atmıştı zaten. Bu yıl da çizgisini koruyor; bu sayılara ulaşması çok rahat olacak. Aman nazar değmesin, allah sakatlık vermesin! 98'li Arda'yı da Yunus gibi, Muhittin gibi, Tolga gibi önceki yıllarda sivrilen pek çok isim gibi başka takımlara verip unutur muyuz, bilmem. Yoksa Demirspor altyapısından ilk kez Türkiye çapında bir golcü çıkarmanın hazırlığına şimdiden başlayabilir miyiz?

Balıkesir Sonrası

Mağlubiyetten sonra maç yazısı yazmak kolay. Bir sürü eksik yön bulabilir, kabahatliler listesini kabartabilirsiniz. “Bunlar bunlar olmadı, şunlar şunlar olsaydı böyle olmazdı” diyebilirsiniz. Özellikle rakibin pek top oynamadığı bir maçı kaybetmeye çokça hayıflanmanız da olasıdır. Bunların hepsi Balıkesir deplasmanı için konuşabileceğimiz şeyler. Yine de çeteleyi dar tutmak niyetim.   Bu dar çetelenin başına Mustafa Uğur’u yazayım. Değişiklileri isabetli değildi, zaman olarak da geç kaldı. Juninho’ya ne oldu? Futbolu mu unuttu? Bu oyuncuyu kazanmayı düşünüyor mu hoca? Yarın takımdan ayrılacak Aybars 87. dakikada oyuna girip ne yapacak? Tekmeye kafa mı sokacak? Mesela Bilal o kadar ısındı ki, buharlaştı kenarda, onu alaydın ya hoca? Efe de aşırı etkisiz bir oyun oynadı. İlk yarının sonunda kaçırdığı gol için demiyorum. Rakip savunmanın içinde eridi gitti. Takımı yönetemedi. Tat vermedi velhasıl. Ondan beklediklerimizin ölçüsünde, kötü maç çıkarttığında tepkimiz daha fazla oluyor

Ali İsmail

Balıkesirspor:1-Adana Demirspor:0

Deplasmandan 1-0 mağlup dönüyoruz. Balıkesir'le oynadığımız son maçlar hep 1-0 bitiyor. Maçta genel olarak 1 puanı hak ettiğimizi düşünüyorum.  Kaçırdığımız net pozisyonlar var. Defansın kötüsü Erdi'nin adamını kaçırmasıyla yediğimiz bir golü çıkaramadık, golden sonra gerekli reaksiyonu gösteremedik. Pawelek ilk maçında sırıtmadı, golde iyi büyüdü, topa dokundu, çizgiyi geçip geçmediğini TRT'nin kötü açıları nedeniyla anlayamadık. Yiğitcan'ın kritik kademe müdahaleleri oldu. Oğuzhan da takımın eskilerinden gibi, iyi mücadele ediyor. Rakip ilk yarı iyi alan daralttı ve oyun kurmamızı engelledi. Ortasahada Yusuf ve Efe kayboldu. Yusuf çok pas hatası yaptı, Efe gereken pasları veremedi. Ilk yarınınsonunda kaçırdığı pozisyon da cabası... İkinci yarı istediğimiz gibi açık oynandı ama bu kez de Erçag ve Mehmet Eren'i kullanamadık. Malum, Mehmet Eren oynamazsa kazanamıyoruz. Rakip Rostand'ı iyi savundu, hep yardımlaşarak aldılar ve döndürmediler. Erçağ'ın düş

Balıkesir Deplasmanı

Ankara'dan Balıkesir'e ikinci deplasmanımızı yapacağız yarın. Araç kaldırmadık. Otobüsle ve hususi araçlarımız ile yola koyulacağız. 2010 yılında Yavuz kaptan ve Abdullah başkandan oluşan demir gibi ikili bu deplasmandan üç puan çıkarmıştı. O günleri buradan ve şuradan hatırlayabiliriz. Şimdi bu sefer sayımız biraz daha fazla, yine demir gibiyiz ama Yavuz yok. Benim açımdan buruk bir sene oluyor bu sene. Kısa vadede bu burukluk geçecek gibi görünmüyor. Sabrediyoruz, güzel günler tekrar gelsin diye... Balıkesir ilk altı içinde, puanı 39. Bizim puanımız ise 31. Şu “altı puanlık maç” klişelerinden birisi bu maç için de uygun. Ayrıca kazanma alışkanlığımızı deplasmanda hem de kağıt üzerinde bizden daha iyi bir takıma karşı sürdürüp sürdüremeyeceğimizi göreceğimiz bir maç olacak. Balıkesir'den daha fazla gol atmışız; 34'e 36. “Çok daha” fazla yemişiz; 20'ye 34. Bu maç eğer yukarıya göz kırptığımız maç olacaksa bunun gol yememek ile yakından ilişkili olduğunu düşü