Ana içeriğe atla

Yerel Basın'da İntihal Vakaları...

İntihal, yani kaynak göstermeden kullanmak-kendi emeğiyle yazılmış gibi göstermek, yerel basınımızın sıkça başvurduğu bir yol. Başka sitelerde çıkan haberleri, noktasına virgülüne dokunmadan, kaynak göstermeden yayınlıyorlar.

Yerel spor basınımız, belki hep aynı isimlerin etrafında döndüğü için, aynı haberleri, aynı fotoğrafları kullanıp duruyor. Bir sitedeki haber en fazla 24 saat içinde aynen her yere sıçrıyor. Bunun adı, kopyala-yapıştır gazeteciliği!

Bu yapılan basın etiğiyle, habercilik ahlakıyla taban tabana zıt.

spor01'in berbat tarzına karşı daha eli yüzü düzgün bir site olarak beliren sporcukurova.com son dönemlerde bu yola çok başvuruyor. Bir süredir fark ettiğim ama o haberi önce kim girdiğini göremediğim için karar veremediğim bir durumdu. Ama dün akşamki örnekler çok net: demirsporplatformu.com sitesinde yayınlanan "Taraftar yalnız bırakmadı", "Tayfun Özkan start verdi", "Çalışmalar sürüyor" başlıklı haberler, aynen sporcukurova tarafından kullanılmış. Hiç kaynak gösterilmeden, olduğu gibi. Biraz uğraşıp cümleleri bile değiştirme zahmetinde bulunmamışlar.

Bu haberlerin o siteye gönderilip gönderilmediğini sordum. Hayır, onlar aynen alıp kullanımışlar.

Herhangi bir siteyi destekleyip desteklememekten öte, bu yapılan habercilikle bağdaşan bir durum değil.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Türkiye'de gazetecilik bu kadar işte. Hiçbir emek harcanmadan yapılan sözde habercilik.

Aynı şey Adana Demirspor'a da yapılıyor. Tesislere, stada ve diğer şeylere gelip, haber yapmak zor geliyor. Çalmak varken niye yapsınlar ki bunu.
yavuzy dedi ki…
Şimşekler Grubu'ndan Adem Abi, adenademirspor.com'da bu konuda bir açıklama yapmış; daha önce sporcukurova ile çalışan ama şimdi yollarını ayıran muhabirden kaynaklı bir sıkıntı olduğunu vurgulamış.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.