Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2011'de Blog

Yıl biterken muhasebe derdine düşenler için bir not: Blogta yıllık gidişatın durumu aşağıdaki gibiydi. Günlük 250-350 arası değişen tekil ziyaretçimiz oluyor. Mart ve Nisan aylarında blog yasakları nedeniyle girişler epey azaldı. O dönem demirgibiyiz.wordpress.com'u devreye soktuk. Sezon içindeki ortalama bir ayda 6-7 bin ziyaretçimiz var. Önemli bulduğumuz yazıları, eksisözlük gibi popüler alanlara taşıyıp link verince bu sayı patlıyor. Bu ay olduğu gibi 8 binlere yükseliyor. Bu yıl içerisinde yazar hareketliliğimiz düştü. İlk dönemlerdeki havamızın, mücadele azmimizin kalmadığını söyleyebiliriz. Bunun birincil nedeni Demirspor'un bizi sürüklememesi ve artık herşeyin yazılıp söylenip geriye yeni birşey kalmaması. Yazdıklarımız taraftarlar arasında Adana Demirspor gündemini belirliyor. Eleştirmek ya da desteklemek için başka mecralarda sözlerimiz yankı buluyor; bu açıdan takipçilerimize teşekkür ediyoruz-onlara saygı duyuyoruz. Ancak yazdıklarımızın yönetim nezdinde karşılık bu

Konuk Yazar: "Papua Yeni Gine'den Best Of Açıklamalar"

"Değerli arkadaşlar, bu açıklamalar Papua Yeni Gine Süper Ligi’nde oynayan köklü bir spor kulübü’nün, büyük bir camianın, belli dönemlerde görev alan yöneticileri ve başkanları tarafından yapılmıştır. - Ne olacak canım, 3. Lige düştüysek düştük, bunda büyütecek ne var bu kadar. Düştüğümüz gibi hemen geri çıkarız. Şehir uzun süredir şampiyonluk görmüyordu, bari şampiyonluk yaşamış olur… - Papua Yeni Gine Kupası 43. tur maçını “stadyum kirası” yüksek olduğu için şehrimizin bir İlçesi’nde oynayacağız… - Karşı kulüp kupa maçını İlçe sahasında oynamamak için stadyum kirasını vermeyi teklif etti, kabul ettik. Maç kendi stadyumumuzda oynanacak… - Bu seferki Papua Yeni Gine Kupası 21. Tur maçını, tasarruf olması için, karşı takım da stadyum kirasını vermediğinden dolayı mecburen İlçe stadyumunda oynadık… - Yönetim olarak sezon öncesi turnuvaya katılma kararı almıştık ama futbolcular gitmediler… - Kulüp olarak zor durumdayız, yakında s

U18: Boluspor:0-Adana Demirspor:2

U18 liginde gençlerimiz Boluspor'u deplasmanda yenmeyi başardı. Gollerimiz Yunus Ünsal'dan... (http://www.demirsporplatformu.com/haberler/u-18-bolu-yu-da-devirdi.html) 31 Aralık'ta saat 12.00'de Adana'da Eskişehirspor ile oynuyoruz. Adana'daki arkadaşların bu maça ilgi göstermesi, takımımızı desteklemesi dileğiyle...

Kupa Maçı, İstanbul'da Oynansın

Kupada Galatasaray ile eşleşince, yönetimimiz çok acil bir açıklama yapıp rakibi Adana'ya davet etti! Maç, Adana'da oynansın istedi. Galatasaray'ı özlemişiz(!) Hiçbir konuda bu kadar çabuk açıklama yapmayan yönetimin kura çekilir çekilmez hemen bu açıklaması yapması şaşırtıcı. Adana'daki Galatasaraylılar ne düşünür bilmiyorum; biz Demirsporlular olarak maç kura sonucu neredeyse orada oynasın istiyoruz. Çünkü Adana'daki Galatasaraylıları değil, İstanbul'daki Demirsporluları, tüm Türkiye'deki taraftarlarımızı düşünüyoruz. Eğer mesele hasılat geliri ise, Kupa'da deplasman takımı da yüzde 40 hasılat geliri elde ediyor. Yönetimlerimiz, bugüne kadar taraftarın sesini yansıtamadı; bizim temsilcimiz olamadı. Bunu bir kere daha gördük dün. Rica ediyoruz; lütfen Demirspor taraftarını küçük düşürecek açıklamalar yapmayın.

İyi ki Doğdun Demirspor...

Bugün 28.12.2011. Yani Demirspor'umun resmi doğum tarihi. Onu öldürmeye, yaşatıyorum kisvesi altında sürüm sürüm süründürmeye çalışanlara inat 71. yılını doldurdu benim mavim, benim lacivertim. Tarihini hafızalardan silmeye gayret gösterircesine başarısızlıklara mahkum edilen, her düştüğünde bir daha kalkmaz denilen takımım; sırtını mazisine, değerlerine ve onu yaşatmaya ant içmiş taraftarına dayayarak 71. kez başkaldırdı Adana'nın çarpık düzenine. Benim soylu mavim, güzel lacivertim. Bilemediler ki; kökü Adana'nın her santimetrekaresine yayılmış, Torosların sarp yamaçları gibi sağlam, Çukurova'nın kavuran sıcağında olgunlaşmış, Seyhan Nehri'nin getirdiği bereketi, bitmez tükenmezliği bünyesinde barındıran Demirspor'umun karaktersizliklerle, sömürülme çabalarıyla, ihanetlerle, dar zihniyetlere hapsedilmesiyle bitirilemeyeceğini... Bugün yine doğdu benim gerçek mavim, savaşçı lacivertim. Duymuyorsanız ben söyleyeyim. Yarın yine doğacak

Aytaç Durak

Aytaç Durak hakkındaki iddialardan dolayı tutuklanmış. Herkes varacağı yere varıyor, er ya da geç. Aytaç Durak'la ilgili tutumuz en başından beri açık ve net. Yeni başlayanlar, sol üst köşedeki arama butonuna şahsın adını yazıp onunla iligili görüşlerimizi içeren yazıları bulabilir. Bir iki tanesini öne çıkarmak gerekirse, son zamanlardaki vertumnus'un Ne Mafya Ne İktidar yazısı, özetleyici. Daha eskilerden yönetimsel açıdan Onur Biçer'in Aytaç Durak'ı Neden İstemiyoruz başlıklı 4 yazısı da detaylı bilgi veriyor. Biz en başından beri, tek adamların yönetimine karşı çıktık. Demirspor'un çıkarlarına bile olsa Durak'a eyvallah denmesine şüpheyle baktık. Anti-Aytaç koalisyonu önerdik. "Neyleyim Aytaç'taki milyon doları" dedik. 15 yılı aşkın başarısızlığımızın baş sorumlusu oydu çünkü. "Tam bağımsız Demirspor" dedik. "Duraklama dönemine son" diye açıklama yaptık. Sesimize ses verenler oldu, biz de onlarınki çoğaltmaya çalıştık. Ama

Demirsporlardan Haberler

Blogta Demirspor takibimiz uzun bir sekteye uğradı. (Adana Demirspor'un derdi, üzüntüsü enerji bırakmadığı için...) Yıl sonu itibariyle şöyle bir toparlama yapalım: *Ankara Demirspor, geçen yılı düşme potasının biraz üzerinde tamamlamıştı. Bu yıla 3. Lig 3. Grupta sezona kötü başladı. Geçen iki hafta üst üste kazanarak biraz toparladılar durumu ve aşağıdan biraz koptular. İçeride çok maç kaybettiler; uzun süre beraberlik alamadılar; kaybettiği maçları beraberliğe bağlayabilse biraz daha yukarıda olabilirlerdi. 17 maçta 6 galibiyet, 3 beraberlik, 8 mağlubiyetleri var. Kurumdan aldıkları gelirin düşmesiyle, sezon başında sıkıntı yaşadıklarını okumuştum bir Ankara dergisinde. Bir ara kapalı kalan websitelerini bu aralar aktif kullanıyorlar: www.demirspor.org.tr *Eskişehir Demirpor, Bölgesel Amatör Lig'te, 8. grupta devreyi lider kapadı. Geçen yıl da zirveyi zorlamış ve Kilimli Belediye ile çekişmişti. Son haftaların olaylı geçen maçları sonunda bu yıl da BAL'da devam ediyorlar

U18: Adana Demirspor:0-Ankaraspor:0

U18'lerde Ankaraspor'la yine berabere kaldık; grupta üçüncü sıradayız. Çarşamba günü Boluspor ile deplasmanda oynuyoruz. Altyapı'da diğer branşlarda İskenderun D.Ç. ile oynadık. U17'ler deplasmanda 2-2 beraber kaldı. Goller Tolga ve Furkan'dan. U16'lar; 3-2 galip; goller Bulut, İbrahim ve Emre Can'dan. A takım bizi futboldan soğutmuşken, tek umudumuz sizsiniz çocuklar; haydi biraz daha gayret!

Mesleğinize İhanet Ediyorsunuz

"Hangisi gerçek" diye sormuştum 4 haftalık sürpriz galibiyetler gelince; cevabını almış olduk. O 4 maçlık parantezden sonra ligin dibindeki takımları ihya ettik. Benim merak ettiğim, futbolcu arkadaşların bu kadar kötü takımlara karşı iyi oynamak için paraya mı ihtiyaç duydukları? Oyuncu karakterleri, bu kadar kötü takımlara puan vermelerine engel değil mi? Mesleğinizin hiç mi değeri yok gözünüzde? Karşımızda 14 haftada 6-7 gol atmış, 20 gol yemiş takımlar var. Bizden önce 14 takımın hepsinin işleri tıkırında mıydı? Hepsi paralarını alıyor muydu? Hiçbirinde hakem hata yapmamış mıydı? Hepsinin şansı yaver mi gitti? Vazgeçtim formadan, tribündeki destekten falan... Futbolcuların oyunculuk mesleklerine nasıl ihanet ettiklerini görüyoruz. Yahu Demirspor'a yıllardır, "işte bu bizim takımın ouyuncusu" diyeceğimiz adam gelmez mi? Bu transferleri yapan yöneticiler bir tane "işte bu" diyeceğimiz kişi seçemiyor mu? Bu teknik adamlar, mesleğine ihanet adamları na

Adana Demirspor:2-Adıyamanspor:2

Futbolcular bizimle dalga geçmeye devam ediyor. 14 haftada 6 gol atabilmiş rakip, gelip kendi sahamızda bize iki gol atıyor! Rakibin deplasmanda iki golü yok. İki gol attıkları tek maç, Kırklareli maçı... Baskılı oynamak, şansızlık vs. bunlar artık mazaret değil. Rezalet! Başka bir açıklama yok.

Konuk Yazar: "Bizim Çocuklarımız"

Nadir Avşaroğlu yazdı: "İlkokul sıralarında tüm çocuklar taraftarı oldukları takımı büyük bir gururla söylerken, Demirspor’lu olduğunu söyleyen, ancak “öyle bir takım yok, sen uyduruyorsun” diyerek diğer çocuklara alay konusu olan bizim çocuklarımız... Tuttuğu takımı sadece televizyon ekranlarından izleyen, bir kez dahi statta izleyemeyip, o heyecana ortak olamayan, taraftarı olduğu futbol kulübünü sanal bir ortamda yaşayan ve artık milyonlarla ifade edilen dev bir kitleyi oluşturan bizim çocuklarımız… Her sabah gözlerini açtığında gazetelerin spor sayfalarında yalnızca üç büyük (büyütülmüş) takımın haberlerini okumaya alıştırılmış, her spor programında üç takımın ninni tadında, masal kıvamında haberlerini dinleyen, bu düzenin futbolu değil ama renkleri seven, “üç büyükler efsaneleriyle” zehirlenmiş, bizim çocuklarımız… Ve onları bu yaman çelişkiye doğru Bu açmaza, çözülmeze doğru iten Biz babaları Çok bilindik bir futbol programında, “En Çok Taraftar Kimde?” anketinin sonuçları a

Havuzda Geliyoruz...

Adana Demirspor'umuz kendini havuzda hissettirmeye başladı. Daha bu başlangıç, korkun bizden, geliyoruz hem de iddialı geliyoruz. Sonuçlardan bahsedeyim biraz. İrem ER : 13 yaş ve üstü bayanlar 100 metre karışıkta yarıştı. Kardeşimiz 15 yaşında. 13 ila 28 yaş arasında dağılım gösteren 110 yarışmacı arasında 39. oldu. Daha yolun başında kardeşimiz. Daha önemlisi kendi yaş ve altındaki kategorisinde (15 yaş ve altı) 19. oldu. 15 yaşındaki yarışmacılar arasında ise kardeşimiz 7. oldu. Bu yaş grubunda birinci olması için 6 saniye daha iyileştirmesi gerekiyor kendini. Ben yapabileceğine inanıyorum.  İrem ayrıca bayanlar 200 metre kurbağalamada yarıştı. Sporcumuzun rakipleri 13 ila 23 yaş arasında idi. Bu dalda kendi yaş grubunda (15 yaş ve altı) 25 inci oldu İrem. 15 yaşındaki yarışmacılar arasında ise bu dalda 8. oldu. İki ve üçüncü 50 metrelerde temposu biraz düşük olmuş kardeşimizin. Son 50 metrede ise atağa geçmiş. Bu da güçlü olduğunu gösteriyor. Küçük kıpırdanmalarla

71. Yıl

Resmi kayıtlarda 28.12.1940 doğumluyuz; 71. yaşımızı kutlayacağız. 24 Aralık Cumartesi günü Adana'da kulübün organize ettiği kutlamalar olacak. Geçen yıl bugün Ankara'da 70. yıl söyleşimizi gerçekleştirmiştik. (70. yılda yapılan etkinliklere ulaşmak için tıklayın: http://www.adanademirspor.net/search/label/70.Y%C4%B1l ) Taraftarın ön ayak olduğu bu girişimlere kulübün de sahip çıkması güzel bir gelişme. 71 yılımızın son 16 yılı liglerin en uzağından uzakta, kahır ve dertlerle geçti. Belde takımlarına yenilip, semt takımlarına yenilip, sevindirmediğimiz Anadolu kenti kalmadı. Yönetimlerimizde sıkıntılar bitmek bilmedi. Adana Demirspor'a dair tek doğru, tribünüydü. Onca sıkıntıya rağmen tribünüyle ayakta kaldı bu takım. Tribünün gücü ayakta kaldığı sürece bizi yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Ama istiyoruz ki artık kulüp de tribünün seviyesine gelsin. Kulüp, yöneticisiyle, teknik ekibiyle, sahadaki oyuncusuyla 71 yaşındaki takıma uygun hareket etsin. Herkes görevini yaparsa

İşgaldekilerle Söyleşi

Starbucks işgalindeki Demirsporlular, blogumuza bir mektup yazarak destek istemişlerdi (http://www.adanademirspor.net/2011/12/starbucks-isgalindeki-demirsporlular.html). İstanbul Tayfası'ndaki arkadaşlar fikri takip yapmışlar ve işgaldekilerle söyleşi yapmışlar. Okumak için Burayı Tıklayınız

Konuk Yazar: "Bize de Çok Koyuyor"

Nadir Avşaroğlu'nun yazısına bir başka Demirsporlu baba Alpaslan Kuşvuran'dan destek/cevap geldi. Demirsporlu bir çocuk yetiştirmenin, Demirspor'dan kaynaklı dertlerine bir katkı... Demirsporluluk hikayelerine bir örnek. Seviyoruz seni Orkun! -- Bize de çok koyuyor Nadir bey, bize de...Benim de 2005 Ekim doğumlu yani 7 yaşında bir oğlum var.İlk maçına henüz 3 yaşındayken İDÇ ile oynadığımız kupa maçında gitti. Takımda formamızın arkasına numarasını ve ismini yazdıracağımız bir oyuncumuz olmadığı (!) için kendi adını (Orkun) ve o günkü yaşını (3) yazdırdık. Aradan zaman geçince bu sefer de 9 numaralı bir forma yaptırdık ama yine yıldızımız(!) olmadığı için bir nevi mecburiyetten dolayı yine kendi adını yazdırdık. Ondan sonra formalar, kaşkollar vs. derken hayatına Demirspor iyiden iyiye girdi. Kıyafetlerinin nerdeyse tamamına yakını mavi-lacivertti. Birçok maça ve antrenmanlara birlikte gitmeye başladık, çünkü evden her çıkışımda formasını giyiyor ve kapının önünde beni bekl

Yüzme Yarışları Başlıyor...

Yarın (22 Aralık Perşembe) Adana Demirspor'umuz Türkiye Kısa Kulvar Şampiyonası'nda havuzda boy gösterecek. Yarışlar öğleden önce gerçekleşecek. İstanbul Galatasaray Burhan Felek Yüzme Havuzu'nda 4 yüzücümüz kulaçları dar edecekler rakiplerine. Havuzdaki varlığı ile yetinecek konuma gelmişken Demirspor'umun, nasıl da palazlanmaya başladığımızı göstereceğiz İstanbul'a ve Türkiye'ye. Yarın 15 yaş 50 metre kurbağalama bayanlarda İrem ER, 14 yaş bayanlar 200 metre ferdi karışık bayanlarda Hendenur KUTSAL, 14 yaş bayanlar 100 metre serbestte İlknur ÖZDEN ve 13 yaş erkekler 100 metre kelebekte Ertuğ ALDATMAZ yarışacak. İmkanı olanların tribündeki yerlerini alması, havuz kenarında bir mavi atkının fazladan sallanması, bir lacivert formanın bu genç yüreklere destek vermesi eminim bize bir kulaç avantaj sağlayacaktır. Burhan Felek Yüzme Havuzu Üsküdar'da, Nuhkuyu Caddesi'nde Askerlik Şubesi'nin yanındaymış.  İstanbul'u bilenler için havuzun

Adana Demirspor-Kayseri Erciyesspor:2-1

Hangi saikle olursa olsun, hangi ligde, hangi kategoride, hangi organizasyonda olursa olsun o formayı giyiyorsanız iddialı olacaksınız. Türkiye Kupası'nda yoluna devam eden takımıma kupaya verdiği önem için teşekkür ediyorum. Kupada gösterilen performansın, kupada yapılan gerçek antrenmanın lige yansımasını umut ediyorum. Şimdi sıra Adıyaman'da, hadi artık kendimize gelelim.

Lig Gitti, Tek Hedef Kupa!

Futbol klişesi : Kupadan elendik, artık tamamiyle lige konsantre olacağız. Demirspor bu, her işi ters. Ben gariban taraftar daha da ters o zaman: Lige havlu attık, şimdi tek hedef kupa! Kupayı önemsiyorum. Lig gitti, bari kupa da gitmesin. Playofflardan, ektra playofflardan bahsetmeyin, biber gazlı, beş'li (5) fotoğraflar var elimde, onları koyarım ha! Doymadınız mı arkadaş?

Demir Kulaçlarla Havuza Dönüyoruz...

Adana Demirspor'u Adana Demirspor yapan spor dallarının başında geliyor yüzme. Tarihimizin yüz akı, son dönemdeki yönetimlerimizin yüz karası. Bu alanda güzel şeylerin olduğunu yazmıştık. Tarihin tozlu raflarından çıkarılan, bir güzel silindikten, silkindikten sonra kendine gelen yüzme takımımız bu kez önemli bir turnuva ile suları titretecek. 2011 Türkiye Kısa Kulvar Yüzme Yarışması'nda ismiyle cismiyle profesyonel olarak Adana Demirspor da var. Takımımız yarın yola çıkıyor. En yoğun yüzme günümüz Cumartesi günü olacakmış.  Türkiye Yüzme Federasyonu'nun sitesinde yazanlara göre 4 sporcu ile toplam 11 dalda yarışacağız. Bu güzel gelişmelere Ramazan ÖLÇER vesile oldu, üstelik kurulmuş olmak için de bir takım kurmadı, iddialı bir takım kurdu. Her branşta ses getirmeyi amaçlıyoruz. Kendisine teşekkürü borç biliyorum.  Yüzücülerimizin isimleri ve yarışacakları branşlara ilişkin bilgi vereyim: Aldatmaz ERTUĞ:100 metre kelebek ve 100 metre karışık Er İREM: 5

Konuk Yazar: "Demirspor Yetkililerine Açık Mektup"

Çankırı maçına, oğluyla birlikte, bizimle gelen Nadir Avşaroğlu, maç dönüşü hüznünü ve kızgınlığını yazıya döktü. Çocuğunu da Demirsporlu yapmak sorumululuğuyla hareket eden Nadir Abi, açıktan soruyor: "Küme düşme potasındaki bir kasaba takımını yenemiyorsak, 2 pas üst üste yapamıyorsak, maça birlikte gittim oğlum beni teselli ediyorsa, ben oğlumu nasıl Demirsporlu yapacağım?" demirgibiyiz@gmail.com'a konuk yazarlarımızın yazılarını bekliyoruz. -- Ben 1980 yılında okumak için memleketten çıkmış, okul bittikten sonra da ekmeğimin derdine Ankara’ya yerleşmiş bir Çukurova çocuğuyum. Çocukluğumu, gençliğimi, sevdalarımı, hayallerimi bıraktığım bu kente en çok ailemin dışında Demirspor’u özlerim. Aslında Ankara’da Demirspor’lu olmak ve hala 30 sene sonra öyle kalmak hayli zor. Tüm arkadaşlarım, her hafta sonu Lokal ya da Dernek gibi yerlerde toplanıp tuttukları takımın maçını seyrediyorlar. Takımın durumu hakkında mütalaa yapıyorlar. Siz öylece bir garip vaziyette o masada kon

Konuk Yazar: "Tanıyabildiniz Mi?"

Çankırı maçı öncesi, yollara düşeceklere tavsiyelerde bulunan Alpaslan Kuşvuran, maçla ilgili görüşlerini de bizimle paylaştı. Alpaslan Abi futbolcuları, birazcık saygıya davet ediyor; taraftara saygıya... "En son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim, ben bugün Demirspor’u tanıyamadım. İnanıyorum ki futbolcularımız da kendilerini tanıyamadılar. Bu karşılaşmanın bir yol kazası olduğuna ve sizlerin de bugünkü oyunu kendinize yakıştıramadığınıza inanıyorum. Bugün bir kez daha görüldü ki hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor. Eğer başka bir neden yoksa rakibin puan durumundaki yeri oyuncularımızı rehavete sokmuş olmalı. Tek tek oyuncularımızı değerlendirmek istemiyorum çünkü bugün takım halinde iyi değildik. Maç boyunca organize tek bir atağımız dahi olmadı. Girdiğimiz birkaç gol pozisyonunu da maalesef değerlendiremedik. Gol yollarındaki etkisiz oyunumuza ve maçın geneline yaydığımız “ne yaptığını bilmez” tavrımıza, rakibe bol pozisyon vermeyi de ekleyince bugün kaybetmek kaçınılmaz oldu.

U18: Tarsus İ.Y.:0-Adana Demirspor:1

U18lerimiz, Tarsus'u da yenerek galibiyet serisini sürdürdü. Grupta ikinci sıradaki yerini korudu. İkinci devre ara vermeden başlıyor. 25 Aralık'ta rakip, ilk maçta 2-2 berabere kaldığımız Ankaraspor.

Düşme Potasındaki Takıma Puan Vermek

Bir Demirspor alışkanlığı: Düşme potasındaki takıma puan vermek. Futbolcular, teknik ekipler değişiyor ama bu alışkanlık değişmiyor. En göze batan örnekler: 2007'de "Uzay takımımız"la, galibiyetsiz Uşakspor'a yenilmek, ertesi yıl son sıradaki Afyon'a puan vermemiz, geen yıl aylardır galip gelemeyen Kocaeli'ne kaybetmemiz... ve şimdi -12 averajlı, 12 haftada 9 gol atabilmiş Çankırı'dan 2 gol yiyerek yenilmemiz. Neden? Hepsinin bir mazareti vardır elbet. Ama hepsinin perde arkasında bazı gerçekleri de vardır... Futbolcuların vermek istediği mesajlar vardır! Değişmeyen şu ki: Demirspor'da başarısızlık adına hiçbir şey değişmiyor. Ahmet, Memhet, Saffet; hepsi aynı teraneye binmiş gidiyor...

Çankırı'dan Enstantaneler#3

Pankartımız, yeni bir stat daha gördü:

Çankırı'dan Enstantaneler#2

Uzun süre sonra kalabalık sayılacak bir ekiple gittik deplasmana. Daha çok kişiye ulaşabilirdik ama amacımız öncelikle bizimle temas kuran, bize mail atan, blogu takip eden arkadaşlarla gitmekti; arabayı bu ilk halkayla doldurunca daha ötesine geçmek istemedik.

Çankırı'dan Enstantaneler#1

Bir Anadolu Kenti Daha...

Bir Anadolu kentini daha mutlu ettik bugün. Adana'dan, İstanbul'dan, Ankara'dan, Kayseri'den gelen Demirsporlular bugün tek galibiyetli Çankırısporluların sevincini izlemek zorunda kaldı. Bence takım berbattı. Soner dışında kimse iki yıldız dahi alamaz. U18 maçlarından daha çok keyif alıyorum. Sahadakilerde hiçbir kıpırtı olamyınca tribün de havaya giremiyor. Uyduruk bir şehir, uyduruk bir stat, berbat bir zemin... Konuk takım seyircisinin yanına alınıp işi gücü tahrik olan saçmasapan ev sahibi taraftar. Bugünün tek güzel yanı hep birlikte maç izlemekti. Vertumnus'un bizimle olmasıydı. Ama izlediğim maç, gerçekten çok kötüydü. Futbolcularımıza bu başarılarından dolayı teşekkür(!) ediyoruz.

Çankırıspor-Adana Demirspor: 2-1

Yavuz detayları yazacaktır, resim paylaşacaktır muhtemelen.  Tayfun Özkan ve Soner dışında kimseyi beğenmedim. Biraz da çıkan Erçağ iyiydi. Tüm rakiplerin puan kaybettiği haftada kazansak harika olurdu. Kaybettiğimiz haftada rakiplerin puan kaybına şükrediyoruz. Bandırma son üç haftada üç galibiyet alsa belki play-off hesapları yapmaya başlamış, havlu atmıştık. İnatla havlu attırmıyor rakiplerimiz bize. Üstelik bize rağmen. Çok güzel işler yapabileceğimizi aslında ortaya koymuştuk. Ben dahil taraftarların önemli bölümünün aklında "acaba bu çocuklar yapabilir mi" umudu belirmişti.  Bu umudu kendimiz söndürdükçe rakiplerimiz canlı tutuyor. Çankırıspor kimse kusura bakmasın küçük bir takım. Küçücük bir takım. O takım bizi yarı sahamıza hapsetti. Üstelik düşme hesaplarının yapılmasına daha çok vardı. Bizden çekinir gibi bir havası başlarda. Biz oynayamayınca onlar gördüler ki savaşarak Demirspor'u yenmek mümkün. Gerekeni yaptılar, savaştılar, yendiler helal olsun. F

Toparlanman Lazım

Deplasmana çıkmadan önce Kesmeşeker'in yeni albümünü dinliyorum ona bilahare değinirim; yarınki maçın havasını, havamızı anlatabilen bir şarkı seçtim: Flört, Uyanman Lazım. Uzun süre sonra deplasmana biz bizenin biraz daha ötesinde, kalabalıkça giderken ve acil puana ihtiyaç duyarken, canımızı sıkacak işler kafamızı kurcalarken... toparlanmamız lazım! "uyurken, uyanıkken, rahatsız olduğun şeyler, kafanın içinde tilki gibi dolaşıyor. yorgunsun, susamışsın. iki fikire muhtaçsın. en iyisi uyan artık. hatta hiç uyuma! kalk! birşey yap. artık toparlanman lazım! otobüste, evinde, karşıdan karşıya geçerken, senin hakkında planlar yapıyorlar. bölümler, bölünmeler, kutuplar, kutupçuklar, seni hergün biraz daha yıpratıyor. hadi kalk! birşey yap. artık toparlanman lazım! hadi kalk! birşey yap. artık uyanman lazım! toprağını eker biçerdin. kendi kendine yeterdin. bugün düştüğün şu duruma, şu hale bak. hava senin, güneş senin. var olduğun hayat senin. sana ait olanı bir bir satıyorlar.&quo

Heyecan

Sahada olan bitenden bağımsız seviyoruz Demirspor'u; kulislerde olan bitenden bağımsız; gazetelerden manşetlerden de... Onlardan çok uzakta; olan bitenden çok ileride... Onları da sevmek isterdik. Bize pek yardımcı olmuyorlar. Yazıp çiziyoruz elimizden geldiğince, kime ne kadar ulaşıyor bilmiyoruz. Ama birşeyler olduğu da ortada. Biz tribünden, omuz omuza seviyoruz Demirspor'u; deplasmana gitme heyecanını büyüte büyüte... "sana ulaşmak için en kötü havalarda, insanlara karmaşaya hep tahammül ettim. şikayet değil bunlar, aksine çok memnunum, çünkü şu koca şehirde aklıma huzur veren tek sen varsın." ( http://www.youtube.com/watch?v=a2km_germT8 )

Tribünün Gücü

"Geçtiğimiz hafta sonu U18 takımımızı desteklemeye gittik. Daha önce Ankaraspor maçında gençlerimizi yalnız bırakmamıştık. Elmadağ'daki maçta pankartımızı astığımız sırada, A.Güçlü gençler ve onların aileleri şaşkın şaşkın bizi izliyordu. O sırada A.Güçlü oyunculardan bazıları "yıllardır oynuyoruz, bir kere bizi desteklemeye gelmedi bizim tribün" diye serzenişte bulundu; hatta bir tanesi de maç sonu "Rafet Başkan" nasıl diye sordu. Adana Demirspor'un her kategorideki sporcusu bizim için değerlidir, biz onları her yerde her zaman destekleriz. Geçtiğimiz yıllarda, rekortmen yüzücümüz Behçet Kurtiç'i de yine bir yarışmasında desteklemiştik ve havuzda ilk kez tezahürat sesleri duyulmuştu. Mavi-Lacivert renkleri, demir kanatlı logoyu kovalamaya devam ediyoruz; amacımız onu daha yukarılara taşımak. Zaten Adana Demirspor tribünü, takımının olduğu yerden çok ötede. Biz artık takımın da tribünün seviyesine gelmesini istiyoruz. Bu amaçla, bilgimizi, emeğimiz

U18: Adana Demirspor:5-Kırıkkale:1

MKE takımlarına gol yağdırmaya devam ediyoruz! U18'ler hafta içi mesaisinde Kırıkkale'yi 5 golle geçti. Golcülerimiz iyi çalıştı: Muhittin, Yusuf Kemal, Yasin, Yunus, Ali Osman. Grupta 3. sıradayız. 18 Aralık pazar günü, devrenin son maçında Tarsus İ.Y. ile oynuyoruz.

Facebook Sayfamız

Sağ menüde facebook sayfamızın linki var. ( http://www.facebook.com/#!/group.php?gid=7506912135 ) Pek aktif kullanmıyoruz ama bu blogun yazarları tarafından açılmıştı. Sayfanın duvarında Enver Kfrn nickli kişinin duyurduğu yeni bir sayfa varmış. Aynı adı (Adana Demirspor Ankara Tayfası) kullanıyor. Bu kişinin açtığı sayfanın bizle ilgisi yoktur. Bizim sayfamıza ulaşmak için sağ menüdeki Facebook linkine tıklayabilirsiniz.

Beykozlular Eylemde

Beykozlu Semtimiz Sevdamız blogu, taa ilk günlerden beri destekçimiz, takipçimiz. Son zamanlar da herkes kendi derdine düştü tabii; paslaşmamız biraz azaldı. Bizim gibi iki yıl önce bir yükseliş gösterdiler ama işler yolunda gitmedi ve geçen yıl Bölgesel Amatör Lig'e düşmüşlerdi. Şimdi taraftarlar, Boğazın Yargıçları eylemde. Semtlerini takıma sahip çıkmaya çağırıyorlar. Ne kadar tanıdık bir talep değil mi? Diyorlar ki; "Hepiniz suçlusunuz. Bu güne kadar çuvaldızı kendimize batırıyorduk ama artık değil. Bu konuda misyonumuzun üstüne çıktık. Maça gelmeyen esnafı da, bilet almadan duvardan atlayan çocuğu da, Maç çıkışı bizi meydan görüp "Maç kaç kaç" diye soranı da. Arabasının arkasına diğer takımların atkısını asanı da. (...) Beykoz ormanlarını, topraklarını parseleyip holdingler kurup takıma 5 kuruş faydası olmayanları da. Ülke genelinde popüler derneklerin, partilerin şubesini açıp Beykoz adını tabelaya yazıp, Beykoz‘a uzak olanı da. Kendini mahallesinin futbol takı

Starbucks İşgali'ndeki Demirsporlular

Bir süredir ABD'de başlayan ve diğer kıtalara da yayılan bir eylem türü var: İşgal et hareketi. Wall Street'te, Oackland'da, Londra'da ses getirici ve uzun süreli eylemler yaptılar (occupylsx.org ve occupywallst.org adreslerine bakabilirsiniz). Sloganları, "biz yüzde 99'uz!" Dünyayı yöneten, küresel şirketlerin elitlerine karşı halkın ve tabanın sesi olmaya çalışıyorlar. Eski usül örgütlü eylemlerden farklı, lidersiz, öndersiz ve çok-sesliliğe dayanan bir süreç. Parti ve sendika bürokrasinin çok ağır olduğu Türkiye'de böylesi bir girişimin yankı bulması zaman aldı tabii. Boğaziçi'ndeki ilk girişim, bu yönde bir adım. Şu adresteki yazıdan eylemle ilgili bilgi alabilirsiniz: bianet.org/bianet/siyaset/134743-starbucks-isgali-ve-mutena-kampus Eylemdeki Deimirsporlulardan da ses var! Demirspor tribününden yetişmiş ve üniversiteyi kazanıp Boğaziçi'nde okumaya başlayan bir arkadaşımızdan demirgibiyiz@gmail.com'a mail geldi. İşgaldeki Demirsporlu a

Çankırı'ya Gideceklere...

Haftasonu Çankırı'ya gitmeyi planlıyoruz. Bize ulaşmak için demirgibiyiz@gmail.com'a mail atabilirsiniz. Çankırı'da yaşayan Demirsporlulardan Alpaslan Kuşvuran abimizin yorumlarını sizlerle paylaşıyorum: "Bu hafta sonu Çankırı'ya maça gelecek arkadaşlar için bazı genel bilgiler vermek istiyorum. Çankırıspor maçlarını küçük denilebilecek bir stadyumda oynamaktadır. Kapalı ve maraton tribünlerden oluşan stadyumda kale arkası tribün yoktur. İl güvenlik kurulu tarafından alınan karar gereği (maçlarına çok fazla ilgi olmadığı için) maraton tribüne seyirci alınmamaktadır. Rakip takım taraftarları kapalı tribünün bir köşesinde demir parmaklıklarla ayrılan alana alınmaktadır. Çankırı 70 bin nüfuslu tipik bir İç Anadolu kentidir. Maçlara ilgi yok denecek kadar azdır. Kendilerini "Yarenler Grubu" (yanılmıyorsam?) olarak takdim eden yaklaşık 25-30 kişilik bir taraftar grubu maçlara düzenli olarak gelmektedir. Bilet ücreti 3 TL (Bu yıl 5 TL olmuş) olmasına karşın en

İstekler...

U18'lerin galibiyeti sonrası yolda yüzümüz gülüyordu. Ne çok zaman olmuş, mavi-lacivert bir yolculuğun sonunda böyle keyifli olmak! Taraftar bir parça mutluluk için yollara dökülmeye, heder olmaya hazır. Demir kanatlı logoya asılıp yukarılara çıkmaya özlemli... Taraftar görevini yapıyor. Takımının peşinden koşuyor. Yönetici, futbolcu, teknik adam da yapsın diye bekliyoruz yıllardır. Herkes kendi işini yapsın! Yönetici planını programını yapsın, hesabını kitabını tuttursun; teknik adam işine konsantre olsun, tesisi evi bellesin; futbolcu attığı imzanın karşılığını versin, formayı giyip aynaya baksın ve ben neredeyim ne yapıyorum desin. Kimse ayakoyunlarına mahal vermesin, aklını boş işlere düşürmesin... Ne kadar zor istekler değil mi? Çok zormuş demek ki bunca yıldır gerçekleşmedi. Belki bu yıl olur. Bekliyoruz...

Haftanın Ardından

Bay geçtiğimiz haftanın ardından 3 sıra geriye düştük. Bandırma, Kızılcahamam ve Fethiye puan kaybetti ancak Körfez ve Denizli kazandı. Zirveden 8 puan uzaktayız. Haftaya rakip, Çankırıspor.

Kupa'da Rakip Erciyes

Türkiye Kupasıı 2. turda rakip Kayseri Erciyesspor oldu. Maçlar 21 ve 22 Aralık'ta olacak; kendi sahamızda oynayacağız. Diğer eşleşmeler için: http://www.tff.org/default.aspx?pageID=267&ftxtID=14073

Bu İş Yürümüyor

Yerel medyanın durumu malum. Beklentileri karşılamaktan uzak. Beklentiler diyorsam, bunlar bizim beklentilerimiz. Yani bu blogda yazanlar. Özet geçelim; basının, medyanın görevi ne olmalıdır? Özellikle yerel basının "bağımsız"lığı ne kadar vardır, ne kadar olmalıdır? Bizim kafayı taktığımız mevzu bu temel mesleki ilkeler üzerine. Olay oradan çarpık başladığı için gerisi de aynı çarpıklıkla devam ediyor. "Medya ne olmalı, nasıl olmalı?" diye sormamızın nedeni bu. Bizim haricimizde medya ile sorunu olanların, onu beğenmeyenlerin sıkıntısı daha kişisel boyutta. Medya mensubunun ilişkileri, tavırları, karakteri onun sevilmesinin, sevilmemesinin, onun çalıştığı medya organının takip edilmesinin de anahtarı oluyor. Gazeteciliği, haberciliği doğru yapıyor mu, amacı kamuoyunu bilgilendirmektense yönlendirmek mi? Bunlar bizim taktığımız kadar umursanmıyor. Elbette medya mensubunun kişiliği önemli, ama kişiliği yaptığı işin önüne geçmiyorsa, işine menfaatlerini karıştırmıyors

U18: Ankaragücü:1-Adana Demirspor:4

U18lerimiz deplasmanda Ankaragücü'nü 4-1 yendi. Elmadağ Kamp Merkezi'nde oynanan maçta takımımızı yalnız bırakmadık. İlk yarıda 1-0 öne geçtikten sonra devrenin uzatma dakikalarında rakibin golüne engel olamadık. İkinci yarıya rakip hızlı başlasa da ilk etkili atağımızda golü bulduk. 2-1 öne geçtikten sonra rakibin defans hattındaki boşluklara iyi sızdık ve skor 4-1'e geldi. Hücümda Yunus, Muhittin ve Ahmet, defans hattında da Mehmet, Cenk ve Emre Can başarılı oyunlarıyla göz doldurdu.

Konuk Yazar: "Tribünün Haykırışı"

"Gurbette demir gibi"lerden, Mehmet Dalgıç'ın demirgibiyiz@gmail.com'a gönderdiği yazıyı sizlerle paylaşıyoruz: Uzun zaman sonra Adana Demirspor'u canlı izleme fırsatı buldum. Denizli Belediyespor, Sarıyer ve en son olarak Elazığspor maçılarını canlı izledim. Oynanan futbola alınan veya kaybedilen puan muhabbetlerine girmeyeceğim. En son Elazığ maçından izlenimlerini aktarmak istiyorum. Uzun zamandır arzulanan Adana Demirspor'u böyle istekli oynarken görmemiştim. Maçın kahramanı bir kere açık ve seçik görülüyor ki cefakar maratondu. Ne olduysa oldu kuzey kale arkası ile maratonun köşesi birleşti ve Şimşekler Grubuna kafa tutmaya başladı. İnanabiliyor musunuz hodri meydanlaşma had safhaya geldi. Taraftar coştukça coştu yılların özlemini hasretini sanki şampiyonluk maçı kazanmışçasına seviniyordu. tezahüratlarda yüklenildikçe yükleniliyor bağırmalara gırtlak yetmiyordu. 12 haftadır ortalıkta olmayan Tayfun Özkan bugün maçta atıyor attırıyor bir o kadar kaçırıy

Adana Demirspor'u Eleştirmek

Adana Demirspor'u eleştirmek, Adana Demirsporlulara yönelik bir haslettir. Demirspor'u eleştirmek için onun derinliğine vakıf olmak, tribününde olmak, olan bitenine hakim olmak gerekmektedir. Bizim öfkemiz, çok güçlüdür ve onları mahvedecektir. Adana Demirspor'u sadece kendi konumlarını sabitleştirmek için kullananlar, bizim öfkemizle karşılaşacaklardır. Çeşitli platformlarda Demirspor'u küçümseyenler, onun adı altında, tribünü altında, logosu ve renkleri altında ezilenlerdir. Demirspor, sadece var olmaya devam ettikçe, onları ezmeye devam edecektir. Bizim gücümüz Demirspor'u ayakta tutmaya devam edecektir. Adana Demirspor'u eleştirmek için, önce ona emek vermek, onun derdine tasasına ortak olmak; onu kişisel kariyerinin ötesinde bir yere konumlandırmak gerekmektedir.

Yerel Basın'da İntihal Vakaları...

İntihal, yani kaynak göstermeden kullanmak-kendi emeğiyle yazılmış gibi göstermek, yerel basınımızın sıkça başvurduğu bir yol. Başka sitelerde çıkan haberleri, noktasına virgülüne dokunmadan, kaynak göstermeden yayınlıyorlar. Yerel spor basınımız, belki hep aynı isimlerin etrafında döndüğü için, aynı haberleri, aynı fotoğrafları kullanıp duruyor. Bir sitedeki haber en fazla 24 saat içinde aynen her yere sıçrıyor. Bunun adı, kopyala-yapıştır gazeteciliği! Bu yapılan basın etiğiyle, habercilik ahlakıyla taban tabana zıt. spor01'in berbat tarzına karşı daha eli yüzü düzgün bir site olarak beliren sporcukurova.com son dönemlerde bu yola çok başvuruyor. Bir süredir fark ettiğim ama o haberi önce kim girdiğini göremediğim için karar veremediğim bir durumdu. Ama dün akşamki örnekler çok net: demirsporplatformu.com sitesinde yayınlanan "Taraftar yalnız bırakmadı", "Tayfun Özkan start verdi", "Çalışmalar sürüyor" başlıklı haberler, aynen sporcukurova tarafından

Bu Kentten Kazananlar Bu Kente Para Harcıyor Mu?

Adana'dan para kazananlar Adana için para harcamıyor. Adana'nın sportif anlamda kamusal bir değeri olan Adana Demirspor yıllardır düzenli forma reklamı alamıyor. Tabii ki bu konuda ciddi girişimlerde bulunacak, planlı programlı bir faaliyet yürütecek düzenli yönetimlerimiz de olmadı. Onlar vermiyor, biz de alamıyoruz. Karşılıklı bir "işbirliği" var bu hatada. Kentin "büyüklerine"(!) bize yardım et çağrısı kadar, reklam ve düzenli gelir konusunda yönetimlerimiz ne yapıyor, bunu da sorgulamak lazım. Adana Demirspor'un tribünlerine övgüde bulunmak, onlara hayranlıklarını dile getirmek kadar bu camianın gelişimi için bir adım atmak bu kadar zor mu? Taraftar bu konuda da çağrısını yapıyor: Adana Demirsporlular Derneği basın açıklaması yapmış; ulusal sitelere de yansıdı haber. ( www.ajansspor.com/futbol/tff2ligkirmizi/h/20111208/adana_demirspor_taraftarindan_cagri_.html ) Bu konuda şirketleri, dernekleri zorlamak; onları "uyandırmak" konusunda tribün

Adana Spor Basını Uyudu Ya Da...

Türkiye Kupası'nda, 1.Lig'de zirveyi zorlayan ekiplerden Elazığspor'a karşı aldığımız 2-0'lık galibiyet, Adana spor basınının ilgisini çekmedi. Bu yazının girildiği saat 23.30 itibariyle, sadece adanahaber.com sitesinde maçla ilgili detaylara yer verildi. spor01.com, sporcukurova.com gibi internetten yayın yapan spor siteleri 19.45'te biten maçın ardından bu saate kadar herhangi bir foto, detay ya da haber geçmedi. Adana spor basınında tekeli elinde bulunduran bu siteler maç sonucunu dahi vermediler! Elazığ basını (kanal23.com) dahi maç sonucunu verirken, Adana spor basını ya uyudu ya da hepimizin tahmin ettiği gibi İstanbul takımlarının maçını takip etmeyi tercih etti . Adanalı internet kullanıcıları maçın skorunu ulusal basın dışında Adana Demirspor bloglarından öğrendi. Maçı canlı veren Lokum FM spikeri de İstanbul'daki maçla ilgili detayları vermekte sakınca görmedi. Taraftarın gözündeki yerinizi hak ettiğinizi birkez daha kanıtladınız. Tebrikler!

Adana Demirspor-Elazığspor:2-0

Olması gereken oldu 2-0 yendik. Adımız Demirspor ise eğer gazozuna dahi maç yapsak iddialı olmak durumundayız. O formayı taşıdığımız her ortamda sorumluluğumuzu bilmeliyiz. Eğer paraya ihtiyacımız varsa, Ramazan ÇİMEN'e 10.000 TL yardımda bulunduğu için teşekkür ediyorsak, Türkiye Kupası dahil hiçbir yerden gelecek gelire sırt çevirmemeliyiz. Aynı şekilde validen, belediyeden yardım istiyorsak ve göğsümüzde bir forma reklamı dahi yoksa halen, her gelir kaynağına sıkı sıkı tutunmalıyız. Öte yandan her Türkiye Kupası maçı öncesi bunun lige olumsuz yansıyacağı, sakatlıkların olabileceği, futbolcuların yorgun düşebileceği gibi gerekçeler öne sürülerek maçı önemsemememiz, hatta elenerek lige konsantre olmamız söylenir. Katılmadığım bir düşüncedir.  16 yıl oldu Süper Lig görmeyeli, 6.000 günü devirdik. Her sene Türkiye Kupası'nda yarattığımız harikalar mı başarısızlığımıza neden oldu, diye sormalıyız kendimize.  Sakatlıkların bizi olumsuz etkileyeceği savına

"Tek Adam", Yeniden...

Blogta öteden beri söylediğimiz temel konulardan biri: Bu iş "tek adam"larla olmaz. Yönetim meselesi, bir kişinin bize lütfedeceği paralarla, ikramlarla yürümez. Tuncel'in kaderinin belirsiz olmasından sonra devreye Gökoğlu girmişti. Geçmişte yaptıkları gelecekte yapacaklarının teminatıydı, kadroyu son günde yeniden kurdu ve bir yere kadar getirdi. Belediye'den destek çıkmayınca şimdi sıra yeni valiye geldi. Valimizin bize kalıcı gelir için yardım etmesi isteniyor. Etsin, etmeli tabii; bir otopark... Şirketlere yardım ettikleri gibi kentin sportif değerine de kentin mülki amirleri destek vermeli. Bunda bir sorun yok. Sorun, bunun tek yol olarak görülmesi. Ya belediye ya vali... O olmazsa başka bir tek adam arayışı. Bu yol hep çıkmaz sokaklara çıkıyor. Çözüm, planlı programlı bir şekilde Demirsporluların kendi kaderlerine sahip çıkmalarında yatıyor. Daha önce denenip başarılı olmamış projeler, gözden geçirilmeli, hataları neyse bunlar giderilip hayata geçirilmeli. Ama

Kupayı Önemseyelim!

Türkiye Kupası maçları, Federasyonun da katkısı ile altlig takımları için sadece bir zorunluluk haline dönüştürüldü. Takımlar ve tribünler de bu ezberi kabullendi. Halbuki tam da bizim gibi takımlar için birkaç maçta ulusal çapta başarı yakalamanın bir fırsatıdır Türkiye Kupası. 2008'deki başarımız bunun bir göstergesi. Amaç kupayı almak olmayabilir; önemli olan bu arenada da kendini gösterebilmektir. Hazır bu haftasonu maçımız yokken, yarınki Elazığ maçına asılmak gerekli. En iyi antreman maçtır. "Fazla maç yapıp yorulacağız" düşüncesi bir yanılgıdan ibaret. Haftaiçi birkaç antremanın maç düzeyinde olması önemli bir koşuldur zaten. İyi antreman yapmayan takımlar, çok maç yapmaktan korkar. Kupa maçını önemseyelim. Oradaki performansımız lige de yansır.

Futbolcudan Daha Fazlası...

Gerçi biz şimdikilerden sadece işlerini yapmalarını istiyoruz; ona bile karşılık alamıyoruz. Günümüzün makineleşmiş, birbirinin aynı futbolcu tiplerine karşı Socrates (Sócrates Brasileiro Sampaio de Souza Vieira de Oliveira) başka bir şey arayanların nefes dağarcığıydı. Ama artık o da nefes alamıyor. Biz futbolunu göremedik (1982 Dünya Kupası'ndaki Brezilya, 1954'teki Macaristan gibi, Dünya Kupası'nı kazanamayan en iyi kadrolardan biri olarak gösterilir) ama hakkında çokça şey duyduk ve okuduk. Radikal'in bugünkü haberindeki detay onu özetliyor: "Tıp doktorası bulunan ve lakabı ‘Doktor’ olan Socrates, gündelik hayat ve siyasi konular üzerine fikirleriyle de topluma önderlik etmişti. Çocukluk kahramanları Fidel Castro, Che Guavera ve John Lennon olan efsane, Corinthians’da oynarken Corinthians Demokrasi Hareketi’nin kurucuları arasına girdi. Kulüpte her karar, yetkililerin, teknik ekibin ve futbolcuların katıldığı oylamayla alınıyordu. Socrates’in öncü olduğu sistem

U18: Adana Demirspor:1 - Konya Şeker:0

U18lerimiz Konya Şeker'i 1-0 yendiler. Golü, rakibin Adanalı oyuncusu Can Demir kendi kalesine attı. Üstümüzdeki rakipten 3 puan almak iyi oldu. Haftaya U18ler Ankara deplasmanında; Ankaragücü ile oynuyor. Ankaragücü U18, son iç saha maçını Elmadağ Kamp Merkezi'nde oynamış; bizim maç da orada görünüyor.

Haftanın Ardından

Çok önemli 2 puan kaybederek, 4te 4ün ardından frenlere asıldık. Haftaya da bay geçeceğimiz için 0 çekeceğiz. Grupta 19-17 puan bandına sıkışan 8 takım var. Onların alacağı puanlarla daha da aşağı ineceğiz. Beypazarı, Alanya, Ünye deplasman galipleri. Ünye'ninki sürpriz denebilir. İlk galibiyetlerini bizden almışlardı; ikinci kez 3 puanı birarada gördüler. Beyaz grupta bu hafta 27 gol atılırken bizim grupta 15 gol atılabildi. Grupta harkes birbirini yenebiliyor. Biz de herkes gibi sıradan bir takımız.

Böyle Olmaz

Kendi sahasında bu kadar puan kaybeden takımın başarılı olması çok zor. Ligin vasat takımlarından Sarıyer'i rahat rahat yenemiyorsak, işimiz çok zor. Direk, şansızlık vs. Bunlar her yıl sığındığımız klişeler...

Görme ENGELLİ Siyaset, ENGELLİYİ Gör Bir Zahmet !!!

Yaşatılan! Engellerin kaldırılması dileğiyle... Elinize Emeğinize Sağlık...

Adana Demirspor :1 - Sarıyer :1

Kazanmamız gereken maçta beraberlik golüne engel olamadık. İç sahada galip gelmeliyiz yoksa dış sahadan getirilen puanların bir kıymeti olmuyor. Rakiplerimiz haftayı galibiyetle geçirdi. Biz bu hafta bay geçirip rakiplerin puan kaybını bekleyeceğiz.

U18: İskenderun D.Ç:1 - Adana Demirspor:1

U18'lerimiz deplasmanda İskenderun D.Ç ile 1-1 berabere kaldı; golümüz Yusuf Kemal Atalay'dan geldi. Grupta 9 puanla 8. sıradayız ve önümüzdeki maç 4 Aralık'ta kendi sahamızda 3. sıradaki Konya Şeker ile.

Cezanın İnandırıcılığı

Hatırlanacağı üzere ilk haftalardaki kötü sonuçların ardından Raşit, Süleyman, Samet ve Kadir kadro dışı bırakılmıştı. Cezalı futbolcular teker teker affediliyor. Süleyman Varlık da takıma geri döndü. Neden olarak teknik ekibin raporu gösterilmiş. Daha önce Onur Biçer de Raşit'in affı üzerine yazmıştı. Ceza verilen oyuncular hangi nedenlerden dolayı geri alınıyor? Verilen cezanın karşılık bulduğu düşüncesiyle mi? Döndükten sonra Raşit'in takımın en iyisi olduğunu kimse söyleyemez sanırım. Halbuki takım cezaların ardından iyi bir ivme yakalayıp 4 maç üst üste kazanmıştı. Yani onlar yokken takımda bazı şeyler yoluna girmiş gibiydi. Şimdi başarının ardından cezalar affedildi ve onlardan yeniden katkı bekleniyor. Ne Raşit'e ne Süleyman'a ne de X'e Y'ye karşı özel bir düşünce bu. Herhangi bir futbolcunun sözcüsü ya da karşıtı olmak derdinde değiliz. Ama akla şu soru takılıyor: Bu cezalar karşılığını buldu mu? Bu futbolcular dönüp daha iyi performans gösterecek mi?

Denizli'den İzlenimler

Ankara'dan maça giden Can Özgür Kara arkadaşımız izlenimlerini bizimle paylaştı. Kendisine ve orada bizi temsil eden tüm arkadaşlara teşekkür ediyoruz. "5 öğrenci arkadaş olarak sınavlarımız olduğu halde bu deplasmana gitme hayalleri kuruyorduk, öğrenci olmamızın getirdiği maddi sıkıntıları unutarak cebimizde son parayla araba kiralayıp gece 1 sularında yola çıktık. Bestelerle,şarkılarla ve tabii ki yarın oynanacak olan maçın heyecanıyla uyuyamıyorduk. Saat 7 civarında Denizli'ye vardık, uykusuz yorgun ve bitkin bir şekilde ama herkesin yüzü gülüyordu uzun zaman sonra takımımızı görecektik bu heyecan bize yetiyordu. Sabah sabah açık bir yer olmadığı için 10'a kadar arabada oturup hayallere daldık; 5te 5 yapmaktı tüm hayalimiz. Saat 10'da Denizli Tayfası aradı ve buluşma yerine geçtik. Yavaş yavaş toplanıyordu herkes besteler söyleniyordu. Herkes bizi izliyordu durup kimisi fotoğraf kimisi de video çekiyordu. İstanbul Tayfası'nın gelmesiyle birlikte ortalık bir